İlhan Selçuk Cumhuriyet gazetesinde yazdığı 7 Haziran 2012 tarihli köşe yazısında, zamanın ruhuna işaret eden önemli bir tespitte bulunmuştu: "Batıda sermaye sanayileşmiş burjuva sınıfının eline geçtiği gün laiklik ve demokrasiye kapılar açıldı... Bizde şimdi sermayenin cemaatçilik düzenine teslim olması süreci yaşanıyor." Sermaye, devlet aygıtınının sınırlı-sorumlu olarak kullanımını konjonktüre göre farklı zamanlarda nasıl ‘Atatürkçü’, 'milliyetçi', 'sosyal demokrat' veya 'liberal’lere teslim ettiyse, bugün de kol kola girdiği tarikatlarla yürüyüşü, alanın da verenin de memnun olduğu bir kıvamda devam ediyor. Sermayenin ihtiyaç duymamayı bir nebze öğrendiği (öğrenemeyenlerin de tasfiye edilerek susturulduğu) laiklik ve demokrasi kapılarının kapanmak üzere olduğuna dair alametler ise çoğalıyor. Bu alametlerden birisi, din veya mezhep kardeşliğinin siyasi bir sembol olarak görüldüğü dünyamızda elinden kılıç, dilinden 'fetva' eksilmeyen Ali Erbaş ü