Yoksulluğun hızla yayılıp şiddetini arttırdığı ülkemizde, döviz kurlarındaki dalgalanma sonucu döviz, faiz ve merkez bankası çerçevesinde dönen yüzeysel tartışmalarla dolu bir haftayı daha geride bıraktık. İktidara yapılan eleştiriler her zamanki gibi haklı olmakla birlikte, muhalefet cephesinden de faiz arttırmak ve yatırımcılara sevimli görünmek gibi kalkınma bakımından hiçbir gelecek sunmayan modası geçmiş öneriler dışında elle tutulur bir politika vaadi sunana da rastlamak mümkün değil. Zira defaatle belirttiğim üzere, siyaseti yatırımcıların kölesi haline getiren, her şeyin en iyisini ve doğrusunu bilen, asla ürkütülmemesi ve muntazaman pamuklara sarmalanması gereken serbest piyasa ezberini bozmadan yoksulluğa bir çözüm bulmak mümkün değil. Bu yazı dizisi, neoliberal bir ekonomi politikası doğrultusunda, yani devletin kalkınma odaklı bir planı olmadan, sadece özel sektöre ve piyasalara alan açarak, sadece faiz vb. gibi para politikası araçları kullanarak bir yere neden varılamay