Ana içeriğe atla

Belediyelerde Çalarken Yakalanan Bize Güvenmesin!

Sonu ne oldu bilmiyorum ama, Adana/Seyhan/Gülbahçesi mahallesinde 3. kattaki bir eve giren hırsız, ev sahibinin uyanması ile paniğe kapılıp kaçmaya çalışırken aşağı düşmüştü. Polis gelip, mahalle sakinleri etrafına toplanınca, her halde son bir umutla," Ben zaten yerdeydim, eve girmedim, hırsızlık yapmıyordum" diye de kendini savunmuştu.

Gariban vatandaşın zaten boş olan cüzdanından ne çalacaksa? 

Yerdeki acıyla kıvranan hırsızın fotoğrafını görünce, gayri ihtiyari olarak yüzümde oluşan müstehzi gülümsemeyle,' keşke siyasete girse, belediye başkanı, meclis üyesi veya hiç bir şey beceremezse bir bürokrat olsaymış' diye düşünmüştüm.

Beni böyle düşündürten ise, ülke ve şehrimizde, belediyecilikte servet biriktirmeyene kötü politikacı, kötü bürokrat gözüyle bakılıyor sanıldığından olsa gerek, koltuğa oturan neredeyse herkesin başarılı olması!

Bu açıdan, başka illerin başarı oranını bilemiyorum ama, benim son 40 yıla yakın bir süre boyunca izlediğim (daha eskiden farklı mıydı bilmiyorum) başta Adana olmak üzere belediye başkanları, meclis üyeleri ve bürokratlar arasında başarısız olanı duymadım, tanık olmadım!

Bunu nereden mi biliyorum?

Neredeyse istisnasız, her her belediye başkanının şirketi iflas noktasına gelmiş ve kişisel olarak ağır bir borç yükü altındayken (kimisinin de sıradan bir devlet memuru olduğu sırada) oturdukları koltuk sayesinde Adana'nın en zenginleri arasına katılmalarından.

Aferin onlara!

Ama iki sorunları var;

Birincisi; oturdukları koltukların gücüyle, servet biriktirmek için yaptıkları her işi (suç olan) bildiğimiz halde, hala kendilerine namuslu, dürüst ve ahlaklı muamelesi çekmemizi bekliyorlar; bunu yapmayacağız...

Bu bir; İkincisi ise;

Adana'nın 15'i ilçe biri büyükşehir olmak üzere 16 belediyesi var.

Büyükşehir Belediyesi’nin meclis üyesi sayısı 79. İlçe belediye meclis üyelerini buna ekler ve bu sayıya da her belediyedeki irili ufaklı müdürü vs. dahil ettiğimizde, seçimlerin de her beş yılda bir yapıldığı göz önüne alınırsa, zenginleşme şansı yakalayan bürokrat sayısı 1000'i bile bulmuyor!

2 milyon 500 bin kişinin yaşadığı şehirde her 5 yılda bir yaklaşık 1000 kişi, çok düşük bir rakam...

İş, aş, daha iyi bir gelecek umuduyla partisine oy veren vatandaşlara düşen ise bu mutlu azınlığın servet biriktirme hikayelerini dinlemek ve anlatmak oluyor.

Bu hikayeler hep tanıdık; kimisi oğlunu, kimisin kızını evlendirirken takılan takılarla zenginleştiğini yayarken, bazıları eşinden kalan tapularla, kimisi de borsadan kazandığı ile biriktirdiği serveti açıklamaya çalışıyor.

Gülbahçesi'nde 3. kattan düşen hırsızın gerekçesi bile bunlardan daha inandırıcı, o daha masum!

Dolayısıyla, hırsıza hırsız diyeceğiz, çalarken yakalanan bize güvenmesin!






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen