Ana içeriğe atla

Belediye Başkanlarımız

Merkezi iktidar ile yerel yönetimlerde farklı partilerin bulunması hizmet üretiminde uyumsuzluğa yol açabiliyor.

Hele de Zeydan Karalar için, 20 yıllık iktidarında bir kez dahi olsa kendi adayını çıkarıp seçimi kazanamayan Ak Parti ve ortağı MHP'nin meclis çoğunluğu altında belediyecilik yapmak oldukça kasvetli olsa gerek.

Zira Seyhan'da Akif Kemal Akay ile Çukurova'da Soner Çetin, bir yandan asli görevlerini yaparken diğer yandan da kısıtlı bütçeleriyle ilçelerinin ihtiyaçlarına dönük yaratıcı hizmet üretiyorlar. Çukurova'da Soner Çetin'in görevi olmasa da açtığı öğrenci yurdu ile Seyhan'da Akif Kemal Akay'ın gübre ve temizlik malzemeleri üretimleri buna güzel örnek.

Yüreğir'de Fatih Kocaispir ile Sarıçam'da Bilal Uludağ'ın partileri, iktidar ortağı, meclislerinde de çoğunluğa sahipler. Dolayısıyla, aday olurken vaat ettikleriyle dönemleri bittiğinde gerçekleştirdikleri arasında bir uyumsuzluk olmaması gerekiyor.

Bu itibarla, tartıya çıkacak olan, Zeydan Karalar olacaktır.

Bir yandan geriden gelen katmerlenmiş (borç gibi) sorunlarla uğraşırken, çoğunluğu bulunmaması nedeniyle mecliste irade oluşturmakta zorlandığı da biliniyor.

Temiz içme suyu dağıtımı, arıtma tesisleri ve yeni yol yapımı, onarımı ve asfaltlanması işi ile şişkin personel gideri, diğer bir çok rutin hizmeti engelleyecek kalemler.

Evet, merkezi bütçeden gelen para yetmiyor. Şehrin üretim ve paylaşım dokusu da yetersiz

Dolayısıyla ekonomik darlık hiç kuşkusuz ki hedeflediği, planladığı bir çok şeyi de ertelemesine yol açıyor(dur).

Ama bu yolu kendisi seçti. Çünkü, göreve geldiğinde yaptığı kadro tercihi (bir kazaya uğramadan) mevcudu yönetmeye dönük oldu. Neyse, bir diğer yol daha var.

O da Adana'yı Çukurova'nın çukurundan çıkararak, nitelikli göç ile paranın aktığı, turizm, kültür ve sanat alanında bir dünya şehrine dönüştürmek.

Üstelik bunun için bir kör kuruş gerekmiyor ve tamamen belediyenin yasalardan doğan hak, yetki ve organizasyon yeteneği ile başarılabilecekken.

Keşke belediye başkanlarımız bu konuda da biraz kafa yorsalar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen