Ana içeriğe atla

CHP tasfiye edilmeye çalışılıyor

Dünyanın her hangi bir yerinde, her hangi bir partiye; O’nun Genel Başkanı ya da topyekün yönetici kadrolarının, siyasi iradesini kırmak ya da temsil kabiliyetini kadük hale getirmek için bir çok kez girişimde bulunulmuştur.

CHP’de şimdi tanıklık ettiğimiz gibi geçmişte de, birçok kez fiili ve itibar suikastlarına da hedef olmuştur.

İster Genel Başkanlar nezdinde, isterse temsil ettiği değerler bakımından yok edilmek, itibarsızlaştırmak istenmesi zamanın ruhuna aykırı değildir; Çünkü CHP devleti kuran ve yeni bir nesil yetiştiren siyasi bir irade demektir. O’nun yok edilmesi, yok olması Cumhuriyet’in bütün değerlerinin savunmasız bırakılması demektir.
 
Sadece bu gerçek bile çok güçlü düşmanları tarafından, siyasal ve toplumsal hayattan ilelebet temizlenmesi için yeterlidir.
 
Bu tespitin yapılması, karşı kuvvetli duruş örgütlemek için tüm toplum ile paylaşılmalı ve tavizsiz bir şekilde de savunulması gerek.

Türkiye’de on milyonlarca insanın gelecek umudunu bağladığı CHP, aynı zamanda hedefe oturtulan yöneticilerinin kendi kendilerini bile koruyamayacak siyasal birikim ve donanımda olmadıkları gerçeği ile toplumu karşı karşıya bırakmıştır. Göz bebekleri gibi korunması gereken Genel Başkanı bile açıkça hedefe oturtanlar, kendi itibarlarını korumak- kurtarmak için yarışa girmişlerdir.

Kişisel ikbal avcıları, bu suikast girişiminin partinin kurumsal kimliğine karşı yapıldığının bile farkına varamamış ya da kendi ikballeri açısından bu olayı kullanma, vitrine çıkma telaşından bunu önemsemektedirler bile.

CHP’yi yönetmek, siyasi ve felsefi ideolojik bir bütünlüğü gerektirir. Ahbap- çavuş ilişkileriyle yöneticilik yapılamayacağını cümle aleme bizzat kendileri ispat edenler ile aynı arayış ve yöntemlerle parti içi iktidar arayışındakiler, olayı fırsata dönüştürüp milyonlarca CHP’linin kaderi ve itibarını düşünmeden kendi kişisel itibarlarının savunuculuğuna soyunmuşlardır.

CHP siyasi yaşamımızdan tasfiye edilmeye çalışılmaktadır.
 
CHP’siz bir Türkiye savrulur ve bu sadece ülkemizi değil yakın coğrafyamızda inanılmaz etkilere yol açar.
 
CHP’ye karşı girişilen bu suikast uzun erimde mutlaka siyasi ve ekonomik sonuçları hedeflemektedir.
 
Tuzağı kuran, oynayan ve bunu göğüsleyemeyenler ile hesaplaşma öncelikli değildir; şimdi acil görev, asıl mesele kurumsal olarak partiyi ve O’nun iradesini savunan Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunmaktır.
Bu gerçekler ışığında her üyeye, her oy verene ve bu topraklar üzerinde bağımsız bir ulus olarak yaşayan her yurttaşın CHP’yi savunması biricik görevidir.


Turgay Develi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen