Ana içeriğe atla

Karalar ve Şehrin Karakteri

Her şehrin bir ruhu, karakteri vardır. Ruh, tarihi ve kültür birikiminin bakiyesi ile oluşur. Karakteri oluşturan ise içinde yaşanılan anı geleceğe taşıyan kararları alan yöneticilerdir.

Bu açıdan Adana çok şanslı bir zaman kavşağında bulunuyor.

Adana’nın tarihi ve kültür birikimi ile bütünleşen coğrafi ayrıcalıklarının, geleceği kurma kabiliyet ve deneyimine sahip yöneticilerle buluştuğu bu zaman ve mekan diliminde, karakterli bir geleceğin arefisinde olabiliriz.

Dolayısıyla, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın önünde bunu başaran siyasetçi olma şans ve fırsatı duruyor.

Oturmuş, deneyimli ve enerji dolu bir kadro oluşturdu. Bir yandan geçmişten günümüze belediyenin son yarım yüzyıllık içtihatını ezbere bilen tecrübeli bürokratları koruyarak onların bilgi ve birikimlerini heba etmeyerek yanında tutarken, diğer yandan da yeni, genç ve hizmet ateşi ile yanan siyasetçilerden oluşan genç bir kadroyu kaynaştırarak iyi bir senteze ulaştı.

Yönetime geldiği andan itibaren geçen sürenin, bir şehir için fazla bir anlamı yoktur. Her şey daha yeni başlıyor. Kadrosunu oluşturdu, artık belediyeyi daha iyi tanıyor ve projelerinin alt yapısını kuracak zihinsel olgunluğa erişti.

Şimdi, yönetimindeki şehri sadece Türkiye’nin değil, dünyanın örnek şehirleri arasına sokacak yönetsel becerilerini sergileme sürecine girdi. Adana’nın karakterini oluşturacak, geleceğine damga vuracak projelerin cisimleşeceği günlere tanıklık etme zamanı geldi.

Şimdi Sosyal Demokrat Belediyecilikle ve halka dokunan hizmetlerle tarihe adını altın harflerle yazdırma zamanı. Büyük düşünen biri olarak, büyük projelerin yaratılacağı yakın gelecekte belediyenin sırtındaki 3-5 milyar borcun hiçbir önemi olmadığını en iyi o biliyordur. Bu borç, büyükşehir gibi devasa imkan ve yetkileri olan bir yapının önünde, ayakkabının içine girmiş küçük bir kum tanesi kadar bile engel olamaz.

Adanalının teveccühü sonucu büyük bir oy farkıyla yönetime gelen Sayın Karalar’ın, hizmetleriyle Adana’yı sosyal demokratların kalesi haline getirmesi, uygulayacağı şehircilik projeleri ve belirleyeceği politik çizgi ile de şehrin karakterini belirlemesi için önünde hiçbir engel bulunmuyor.

CHP’lilerin, onun bunu başaracağına inançları tam.

Bakalım elindeki sihirli değnek nasıl bir gelecek inşası ortaya çıkaracak?








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...

Yeni gerçeklikler...

Eger barış süreci akamete uğramaz, uğratılmaz, yani alt kimlik milliyetçiliğinin siyaset üzerinde yaptığı serap etkisi dağılırsa ortaya çıkacak sosyolojik iklim, siyasetteki tıkanıklığı açacak seçeneklerin oluşmasının önünü açabilir. Aslında barış sürecinin de siyasi, ekonomik ve jeopolitik tıkanmaların bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Eski hikayeler albenisini kaybettikçe anlatıcılarının özgül ağırlığı da ortadan kayboluyor, farklı yollar aranması kaçınılmaz oluyor. Aynı emareler muhafazakar-laik çatışmasını kaşımanın ekonomik resmin üzerini örtmeye yetmemesi gerçeğinin ayyuka çıkması konusunda da görülebilir. Ama oralara şimdi girmeyelim... Alt kimlik tartışmalarının olmadığı bir Türkiye, siyasetin elle tutulur konular tartışılarak yapılmasını gerektiren bir ortama zemin hazırlayacaktır, en azından umudumuz o yönde. Böyle bir Türkiye'nin siyasi haritası nasıl görünür diye merak edenler varsa, son Almanya seçimlerine bir göz atmalarını öneririm. Sosyal Demokrasi'nin, anavat...

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...