Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dibe doğru yarış...

Bu aralar Türkiye siyasetinde nur topu gibi yeni bir dinamiğimiz var. AKP'nin eski bir seçim şarkısına nazire yaparcasına, muhalefetin hükümeti sıkıştırmak adına verdiği vaatler, hükümet tarafından haftası dolmadan 'ödünç alınarak' icraata dökülüyor.  Bunun son örneğini, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun vatandaşlara, varlık yönetim şirketlerine satılan borçlarını ödememeleri yönünde çağrı yapmasının ardından hükümetten gelen açıklamada gördük. İcra borçlarının 2000 Liralık bölümünü devlet üstlenecek, fakir fukara bayram edecekmiş. Bu dinamik günümüzün iktidarı ve muhalefetine özgü de değil. Türkiye'de siyaset uzun yıllardır, akılsızca bir poker oyununu andırırcasına, bir partinin vaadini diğer partinin görüp arttırmasından ibaret.  "Onlar sizi 50 yaşında emekli ediyorsa biz 40 yaşında emekli ederiz!" "Onlar 2000 TL borç siliyorsa biz 3000 TL sileriz!" "Çiftçiye mazot 5TL!" "Hayır 3TL!" ... Tüm dünyada ekonomi bilimi ve akade

Bir başka seçenek...

Sol'u takip edenler, yazılarımda, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarı süresince elinde biriktirdiği güçlere dikkat çektiğimi, içeride ve dışarıdaki olgu ve olaylar karşısında iktidarda kalabilme kabiliyetini geliştirdiğini ve onun bu güç ve bunu kullanma kapasitesini hafife alanların hayal kırıklıklarının derin olabileceğine dönük uyarılarımı hatırlayacaktır. Uyarılarımın ütopik bulanların ve Erdoğan'ın gidişinin durdurulamayacağına inananların açıklamalarının şiddeti yavaş yavaş azalıyor. Artık bir çok farklı çevreden ve hemen her gün Erdoğan'ın bu yönde attığı adımların karşılığının görülmeye başlandığına dair demeçler verilip, makaleler yayınlanıyor. Özellikle para musluğunun başında oturan batı başkentlerini etkileyen The NewYork Times, Financial Times, Foreign Policy, LE FIGARO ve daha bir çok yayın organı ve araştırmacı, akademisyen, yazarın sadece son bir hafta içinde yazdıkları onlarca yazıyla Erdoğan'ın aşağıya dönük ekonomi verilerini dengelediğini, uluslararası

Geleceğin ayak sesleri...

Türkiye'de siyaseti temelden değiştirip şekillendirecek bazı gelişmelerin ayak sesleri duyuluyor. Bazı sadık kalemler tarafından eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yine, yeniden ve bir kez daha gündeme taşınmasının muhafazakar cenahta; Barzani'ye kadar gidip ülke sınırları içerisinde etkili olduğu bilinen bazı aşiretlere örgüt anahtarlarının verilmesinin ise güneydoğuda kayda değer bir oy sıçramasına yol açması yönündeki nafile çabalardan bahsetmiyorum elbette. Bu ayak seslerinin, Babacan ya da Davutoğlu'nun kendilerini Erdoğan'ın yerine ikame edebilmek için içeride ve dışarıdaki çırpınışlarının akıbetiyle de; önümüzdeki seçimlerde muhalefet adayının kim olacağıyla da, seçim sonuçlarıyla da, sonuçların yaratacağı muhtemel gelişmelerin ne olacağıyla da alakası yok. Ben de, sizin gibi, ne yeni kurulan partilerin, ne mevcut ya da yeni kurulacağı açıklanan ittifakların ne de eski çınarların yöneticilerinin, ne de mevcut ya da yeni kurulacak ittifakların siyaseti temelde