Türkiye'de toplumun ve seçmenin sosyolojik yapısı ele alınırken yapılan tasnif ve bunu tariflerken kullanılan dil ile TÜİK'in enflasyon rakamlarını ölçme ve açıklama yöntemi arasında müthiş bir benzerlik var. Her ikisinin amacı da var olanı anlamak ve göstermek değil, anlatılan hikayeye kanıt oluşturmak. Biri siyaseti, diğeri halkı manipüle ediyor... Konu TÜİK'e gelince siyaset, sömürüyü gizlemek ve hayat pahalılığını gözlerden uzak tutmak için manipüle edilen rakamlara itiraz ediyor etmesine ama, aynı siyaset, sömürünün ceremesini çekenlerin biriken bilinç ve öfkesini sisteme karşı yönelt(e)memesi için onları Alevi, Sünni, Kürt, Türk diye parçalayarak tepkiyi sönümletip kontrol edilmesini sağlayan sosyolojik tasnif tuzağına sesini çıkar(a)mıyor. Siyasetin buna karşı çıkması, çıkabilmesi gerekirken, bizzat kendisi de bu tuzağın bir aparatı ve kitlelerin kontrol ve manipüle edilmesi sürecinin bir aktörüne, bir ikna ediciye dönüşmüş durumda. Herkes biliyor ki TÜİK, açıkladığı