Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

CHP'lilerin duygu analizi

Bu sefer lafa ortasından başlayalım: 'Muhalif' basın organları bir yandan, CHP içinden isimler diğer yandan, her gün Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını methederken, başta parti tabanının buluştuğu mecralar olmak üzere, sosyal medya ve fısıltı gazetesi ise daha farklı düşüncelerle çalkalanıyor. Methiyecilerin kendi yankı odaları vasıtasıyla parti içinde alan boşaltmayı amaçladıkları bilindiği için, ben de bu tepkinin şiddetini ve içeriğini kendi imkanlarım doğrultusunda ölçme, eldeki verilere biraz daha geniş açıdan alıcı gözle bakma ihtiyacı hissettim. CHP yönetiminin vizyondan, dijitalleşmeden, yapay zekadan bahsetmeyi çok sevdikleri için, içinde bulunulan durumu da rasyonel olarak ortaya koyması açısından, yapay zeka kullanılarak yapılan bu araştırmadan yararlanacaklardır diye umuyorum. Dijital pazarlamada yaygın olarak kullanılan bir yöntem vardır: Yapay zeka yardımıyla kullanıcı/müşteri yorumları otomatik olarak taranarak herhangi bir konuda veya ürün ha

İmamoğlu, CHP ve gelecek

Türkiye'de yaşananlara, CHP'de olup bitenlere şaşıran kaldı mı bilmiyorum. Her şey o kadar apaçık ve kör göze parmak şeklinde yapılıyor ki, ben de artık aynı şekilde değerlendirmekte bir sakınca görmüyorum. Öncelikle, Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getiren cezayı ve sonrasında yaşananları, aşağıdaki paragrafı okuduktan sonra bir kez daha düşünüp, değerlendirmenizi isterim. "Sayın Kılıçdaroğlu'nun şişen/şişirilen Cumhurbaşkanlığı talebi üzerinden yeni bir taktik hamleyi görüp görmediğini ve dolayısıyla da (6'lı masa ve CHP Genel Merkezi'nde) kişisel talebi üzerinden yapıldığını düşündüğüm kuşatmayı yarıp yar(a)mayacağını görmek için beklememiz gerekecek. Tabii ki harekete geçmesini belirleyecek temel dinamik, kendisinin de durumun böyle olduğunu düşünüp düşünmediğine bağlı. Eğer böyle düşünmüyorsa bu kalıbın dışına çık(a)maz. Kılıçdaroğlu, hareket alanının iyice daralmasına, daraltılmasına (Akşener tarafından) daha fazla sessiz kalacak olur ve bunu yeni bir

Mesaj alınmıştır...

Siyaset konuşurken ve yaparken bilimi ve rasyonel düşünceyi esas almanın gerekliliği, sonunda yavaş yavaş ana akıma da sirayet etmeye başladı. Tabii ana akımın vasatlığından burada da kaçmak mümkün olmadı, zira bu konular da dönüp dolaşıp yapay zeka, makine öğrenmesi, robotudur robocop'udur, ağızdan ağıza sakız olan birkaç tabire sıkışıp kaldı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesinde her yeşil dönüşüm ya da dijitalleşme dendiğinde, bilim kelimesi her ağıza alındığında aklımdan buna benzer düşünceler geçti. Madem bunları konuşuyoruz, yapay zekaya kadar gitmeden önce en temelden başlayalım: Felsefe; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Mantık bilginin yapısını inceleyen, doğru ile yanlış arasındaki akıl yürütmenin ayrımını yapan disiplindir, doğru düşüncenin aletidir. Matematik ve bilgisayar biliminin de parçası haline gelmiştir. Doğru düşün

'Vizyon'daki filmi izlemiştik: Soğuk kötülük

CHP'nin 3 Aralık’taki vizyon toplantısı sona erdiğinde, kişisel olmadığı için hissedilmeyen soğuk bir kötülükle karşı karşıya olduğumuz bir filmi izlemişim duygusuna kapıldım. Üzerinde detaylı olarak konuşulabilecek çok şey var tabii... Ancak bu yazıda, etkinlikte anlatılanları ve anlatanları hatırlatıp bunlar hakkında düşüncelerimi tartışarak bir sonuca ulaşmaya çalışmayacağım. Yanılmak bir deneyimdir. Zihin bunu daha sonra tecrübe olarak kodluyor ve depoya atıyor. Biz ülke olarak bu tecrübelerden yeteri kadar biriktirdik. Karşımıza geçip anlatılanları daha önce Turgut Özal da anlatmış ve yapmıştı. Keza 1 Nisan'da Tansu Çiller ile Murat Karayalçın... 2001'de de yine aynı şeyleri Kemal Derviş ve sonrasında da Tayyip Erdoğan'dan dinlemiştik. Şimdi, yine, yeniden bir krizle karı karşıya olduğumuz, bunun sebebinin iş başındaki kötü yönetim olduğu, krizden çıkış için yine ve yeniden bedel ödememiz gerektiği söyleniyor. Ancak bu bedeli ülkece ödedikten sonra sermayenin ülkey