Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni bir dil, yeni bir mücadele...

Bağımsız medya diye bir hülya vardır, bilirsiniz. Hayır, şu anda Türkiye'de var olan medya garabetine değil; basın özgürlüğü olduğuna inanılan ülkelerde dahi medyanın asla bağımsız olmadığı, her medya organının aslında bir ideolojinin, fikrin ya da amacın elinin altındaki bir araç olduğu gerçeğine vurgu yapıyorum. Ülkesi ABD'yi ve kapitalizmi sık sık ve açık açık eleştirmesiyle bilinen ünlü düşünür Noam Chomsky'nin, iş dünyasına hitap eden (kapitalizmin medyadaki amiral gemileri olan The Wall Street Journal, Financial Times gibi) gazeteleri ise sık sık övdüğü de bilinen bir gerçek. Kendisi bunun sebebini ise bu gazeteleri gerek çıkaranların, gerek okuyanların vahşi kapitalist olduklarını, haberleri ve olayları herhangi bir şekle sokup, perdelemeye ihtiyaç duymadan yansıttıklarını, dolayısıyla buralardan merkez medyaya kıyasla çok daha saf ve doğru bilgi alınabilmesi olarak açıklıyor. Gerçekten de artık kahvehanedeki vatandaşın diline kadar düşmeden merkez medya organlarında

Demokrasinin sırtındaki kambur...

Sonradan ABD'nin 34. Başkanı seçilerek iki dönem Başkanlık koltuğunda oturan Dwight D. Eisenhower, İkinci Dünya Savaşında Hitler'e karşı açılan batı cephesinde yer alan müttefik kuvvetlerinin başkomutanıydı. Overlord harekatını planladı, Normandiya çıkarmasına karar verip, planlayıp, yönetti. 800 bini Amerikalı, 20 bini Kanadalı ve 180 bini de İngiliz olmak üzere 1 milyon genci Normandiya'ya gönderip hem onların, hem bölgede yaşayan sivillerin hayatlarının, hem de savaşın etkilediği tüm dünyanın yükünü ağır bir sorumluluk olarak üzerine alan "Ike", son müttefik askeri de çıkarma için İngiltere'den ayrılıp Fransa'ya geçtikten sonra, ancak henüz çıkarmanın ve savaşın yönü belirsizken yazdığı mektupta "Saldırı, mevcut bilgi ve şartlar altında en mükemmel şekilde planlandı. Herhangi bir başarısızlık sebebiyle bir kusur ve suç atfedilecekse, bu sorumluluk sadece benimdir" diyerek bütün sorumluluğu kabul ettiğini tarihe not düştü. Güç/erk kullananlar a

Erdoğan seçimin anahtarını muhalefete verdi, bu kilidi derhal açın!

İstanbul İstiklal caddesinde dün patlatılan bomba, bu yazıyı yazarken henüz gerekçesi resmi olarak açıklanmadığı için kayda geçirmek açısından söylüyorum, eğer bir terör saldırısıysa, başka biçimlerini her gün yaşayıp gözlediğimiz iktidar mücadelelerinin en alçakçası. Bu saldırı en kuvvetli biçimde kınanmalı. Patlatılan bombalarla masum insanların canı alınsa veya yaşamla ölüm aralığında kalmalarına neden olacak şekilde yaralananlar olsa da; bunu planlayan ve yapanların asıl beklentileri kitlelerin zihinlerini karıştıracak düzeyde bir etki yaratması. Bu beklentiye (zihinlerin karışması, doğru ve yanlışın iç içe geçmesi hali) dayalı iktidar mücadeleleri kitleleri bombayla, silahla, katliamlarla hedeflerine uygun düşünce kalıbına/biçime sokmaya çalışsa da, geçmişte yapılan bu tür saldırılardan gerekli dersleri yeteri kadar çıkardığımızın ve terör saldırılarının beklediklerini ve amaçladıklarını gerçekleştirmeye yetmeyeceğinin farkına varmaları gerekiyor. Bunu bir ön not olarak buraya düş

Yanlış ikilemler...

Normal şartlar altında siyasette gündem belirleyebilmek olumlu bir nitelik olsa da her hareketi ve söylemi ciddi tartışmalara yol açan Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz haftanın gündemine bir kez tozu dumana katan bir tonda yön verdi. Uyuşturucu meselesi, hem toplum içerisinde kullanımının yaygınlaşması sonucu yol açtığı dramlar, hem de ticaretinin ülkede artması sonucu organize suç, kara para ve birçok pisliği beraber getirmesi açısından, ana muhalefet lideri nezdinde, yani ilk defa üst düzeyde ülke gündemine taşındı. Sedat Peker'in susturulana kadar anlattıklarıyla bu meseleye toplumun dikkatinin çekilmesinde ve konunun bu denli tartışılmasında payı olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Kılıçdaroğlu'nun bu tartışmayı başlatarak hem toplumda açtığı yaralara dikkat çekmesi, hem de buradan gelen kirli parayla bütçedeki cari açığın kapatıldığı iddiasıyla eleştiri oklarını hükümete yöneltmesi gayet doğal. Bu ton ve tarz, seçim atmosferini ve seçmenin bilinçaltını ne kadar etkiler, ne