Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Osman Kavala Meselesi ve Bariz Gerçekler

Muhaliflerince muntazaman (ve haklı olarak) demokrasiyi yıkmakla suçlanan Erdoğan'ın, sürekli çeşitli mercilerce gündeme getirilen Osman Kavala konusuyla ilgili çıkışları ile gündemde tuttuğu ilişkiler ağı, kendisinin amacı bu olmasa da, hem demokrasimize hem de Cumhuriyetimize eşsiz katkılar yapabilecek potansiyeli taşıyor. Eğer bu potansiyeli çarçur etmezsek tabii. Osman Kavala konusunda, her zaman olduğu gibi farklı kutuplardan farklı sesler çıkıyor. Bir taraf yargılamadaki hukuksuzluklara dikkat çekerken diğer taraf Kavala'nın George Soros ile olan ilişkisine vurgu yapıyor, bunu duyan öteki meşhur Erdoğan-Soros görüşmesini gündeme getiriyor. Tartışmanın çarçur edilme ihtimali de buradan doğuyor aslında.  Bu tür kutuplaşmaların olduğu bir ortamda, hiç kimse kendi işine gelmeyen, duymak istemediği bariz gerçekleri dile getirmeye yanaşmıyor. Bu bariz gerçeklerden birisi, kim olursa olsun ve ne yapmış olursa olsun, Osman Kavala'nın yargılanma sürecinin hukuka ve insan hakla

CHP ve Akif Akay skandalı önlemeli

26 Ekim 2021 tarihli "İSKİ Skandalı ve RTÜK arsası" başlıklı yazımda şimdiki yolsuzluk ve suistimallerin yanında devede kulak kalacak rakamların konuşulduğu, İSKİ skandalının SHP'nin başını nasıl yediğini hatırlatmıştım. Bu faciadan 30 yıl sonra şimdi her hangi bir belediyemizde yaşanacak/ortaya çıkacak bir skandalın, partisi için çalışmış, emek vermiş ve seçim kazanmış hissi yaşayan her CHP'li gibi beni de çok korkuttuğunu söylemiştim. Bu uyarılarımın yanı sıra, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendi çocuklarını "belediyelerin kapısından içeri girmeyeceksiniz" diye uyardığı, "bizim hiç bir belediyemizde kişilere rant üretilmez" diye konuştuğu ve "belediyeleri rant dağıtma merkezi olmaktan çıkaracağız" sözleri de orta yerde duruyor. Bu vesileyle, Seyhan Belediye Başkanı sayın Akif Kemal Akay ve Seyhanlıların oylarıyla seçilmiş CHP'li Meclis üyelerini uyarıyorum. 1 Kasım 2021 günü toplanacak Seyhan Belediye Meclisi'nin

İSKİ Skandalı ve RTÜK Arsası

Hürriyet Gazetesi'nin 17 Eylül 1993 tarihli " Rüşvet SHP'ye böyle aktı" başlıklı manşetini ve o haberi asla unutamam. Nedeni ise o dönem Yüreğir'de ilçe yönetim kurulu üyesi olduğum SHP, İstanbul'da yüzde 36 oyla kazandığı 1989 seçimlerini, bu manşetin kartopu gibi büyümesi ile 1994 seçimlerinde yüzde 20'ye düşen oyuyla hezimetle kapatmıştı. Sadece İstanbul değil neredeyse bütün belediyeleri kaybetmiştik. Hatırlanacaktır, olay, İSKİ Genel Müdürü Ergün Göknel'in tamamen 'mevzuata uygun' bir klor ihalesinde rüşvet aldığı iddiasıydı. İddiayı yapan ise eşi Nurdan Erbuğ idi. Erbuğ, eşinin kendisinden ayrılmak için teklif ettiği parayı aldığı rüşvetlerden biriktirdiğini söylemiş ve İsviçre ve ABD bankalarında açılan hesapları ortaya dökmüştü. Dönemin SHP Genel Başkanı Erdal İnönü bu olay sonrası toplanan Kurultay'da aday bile olmamıştı. Şimdi bu olayı hatırlamamın nedeni ise 30 yıl aradan sonra aynı 1989'daki SHP gibi Türkiye'deki neredey

Erdoğan Aptal Değil

En başa son faiz indirimi kararını yazarsak, iktidar cephesi dışında kalan herkes Erdoğan'ın artık verdiği kararların sonuçlarını öngöremediğini, yönetme erkini yitirdiğini ileri sürüyor ve iktidarın günlerinin sayılı olduğunu düşünüyor. Bu bağlamda, iktidarın düzenli olarak oy kaybettiğini gösteren anket sonuçlarını takip eden muhalefet de artık iyiden iyiye bir iktidar hazırlığı içerisine girmiş durumda. Ancak iktidarın kendini bitirdiği, yönetme kabiliyetini tamamen kaybettiği ve ilk seçimde alaşağı olacağı öngörüsü bana göre hala çok şüpheli.  Kişisel kanaatim, Erdoğan'ın bu kararları, muhalefetin iddiasının tam aksine panik ve telaşla değil, dünya düzeninin işleyişine bizzat tanıklık ettiği 20 yıllık iktidar tecrübesi ile aldığı yönünde. Böyle düşünmemin sebebi ise Erdoğan'ın, artan hayat pahalılığı ve yaygınlaşan yoksulluğun, partisinin yıllardır uyguladığı neoliberal ekonomi politikalarından kaynaklandığını ve bu politikalar doğrultusunda krizlerin kaçınılmaz olduğun

Belediye; farkı yaratan, erki kimin kullandığı değil, ne için kullandığı

Kentler talan edilirken kullanılan en etkili yöntemlerden birisi cins tashihi uygulamasıdır. Bu işlemi, tapuda kayıtlı bir taşınmazın niteliğinin değiştirilmesi ve başka bir tapu kütüğüne tescilinin yapılması olarak özetleyebiliriz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden özellikle İstanbul'daki uygulamalar dikkati daha çok çekse de bu yöntemin asıl müdavimleri kent yöneticileridir. Kadir Sev'in geçen hafta Sol'da yayınmlanan, "Belediyeler, bütçe kaynaklarının yetersizliği yüzünden, kentlerinin sorunlarını çözebilmek adına, ellerinde ne kadar taşınmaz varsa satıyorlar. Belki de bilinçli olarak bu yola itiliyorlar. Böylelikle, kent topraklarının elden çıkarılmasına meşruiyet, haklılık kazandırılıyor." ifadelerini kullandığı yazısında anlattıkları da bu işlemle başlar. Bu işlem, kamu varlıklarının talanına dayanan kapkaç ekonomisinin bel kemiğini oluşturur. Ülke çapında binlercesi yaşansa da, benim de tanıklığımla gerçekleşen birisi eski diğeri yeni iki örnekten ba

Kılıçdaroğlu'nun Yeni Hedefi

CHP'nin iktidar perspektifi değişmemekle beraber, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kendisi için hedef güncellemesi yaptığını; amacının artık Millet İttifakı projesindeki partileri bir arada tutmak ve Türkiye'nin parlamenter sisteme dönüşüne önderlik eden siyasetçi olarak anılmak, tarihe bu şekilde geçmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu kanaati kuvvetlendiren son veri de KONDA'nın anketinden geldi. Buna göre CHP oy kaybediyor. Bu cümleyi öyle bir çırpıda yazarak ya da söyleyerek geçmemek lazım. Cumhuriyet tarihinin en derin bunalımının ortasında, ülkenin her karışından her türlü insanın cümleten iktidardan yaka silktiği bir ortamda ana muhalefet partisi hala oy kaybediyor. Rakamlara bakıldığında İyi Parti'nin, CHP'yi oy fidanlığı gibi kullandığı ve ana muhalefet olma sınırına çok yaklaştığı da görülebiliyor. Bunu kamuoyuna açıklanan anketlerden çok daha önce gördüğü kesin olan Kılıçdaroğlu ise partisine oy kaybettiren ve iktidar hedefinden uzaklaştıran siyasi anlayıştan

Çalıya Vuranlara Dikkat

Mevsimi gelip de avcılar kuş avına çıktıklarında, ellerindeki uzun sopalarla çalıya vurur ve kuşların havalanmasını sağlarlar. Kuşlar korkup havalanınca kolay hedef ve dolayısıyla av haline gelirler. Tüfeği ateşleyince ileri atılan av köpekleri de yaralanan ya da ölen kuşları bulup getirerek avcının önüne bırakır.  Gezilerini arttıran siyasetçilerin, etraflarına toplanan kalabalıklara sorduğu "Nasılsınız, halinizden memnun musunuz?", "Çarşı pazarın durumu ne?" gibi sorular da vatandaşta, avcının çalıya vurma etkisi yaratıyor. Öfkeyi köpürtüyorlar. Elindeki elektrik, doğal gaz faturasını gösterip feveran edenlere, çarşı pazara çıkıp bir önceki haftaki fiyat etiketlerine rahmet okutan rakamları görenlere, insanların bunları anlatırken bile göz bebeklerinin sinirden büyümesine tanıklık ediyoruz.  Aldığı emekli maaşına yapılan üç kuruşluk artışın daha maaşına yansımadan erimesine kızan, verip veriştiriyor. 3600 ek gösterge sözü verildiği halde yerine getirilmeyen memur