Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sosyal demokrat belediyecilik?

Depremde neredeyse yerle bir olan Hatay'ı 2009'dan bu yana yöneten Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın, kendisinin istifasını isteyenlere karşı cevaben söylediği 'Ben istifa edeceksem diğer 10 belediye başkanı da istifa etmeli.' sözlerini, yerelden evrensele uzanan bir gerçeğin açık bir yansıması olması açısından elimizde eşi benzeri bulunmaz bir örnek olarak görebiliriz. Hangi gerçekten mi bahsediyorum? Siyasetteki aynılaşmadan, seçeneksizlikten... Seçimlerin ne zaman, hangi şartlarda yapılacağı ve kimin kazanacağını tartıştığımızın binde biri kadar da olsa keşke seçimlerin neleri değiştireceğini, değiştirebileceğini tartışabilsek. Keşke diyorum zira günümüz siyasetinde seçimlerin bir değişim getirme ihtimalini geçiyorum, değişimi tartışmaya açma ihtimali bile yok. İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyet blokuna karşı batı Avrupa'da yaratılarak güçlü sendikaların örgütlü olduğu sosyal demokrat ve işçi partileri eliyle dağıtılan refah, ABD merkezli programların sonucuydu

Muhtemel senaryo

Lafa ortasından başlayayım: Kim ne derse desin, 13 milyon kişinin yaşadığı 11 ilde yıkıma yol açan deprem nedeniyle seçimlerin zamanında yapılmayabileceği ihtimalinin son derece kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Erdoğan'ın "Benim bir yıla ihtiyacım daha var" sözünden ve Bülent Arınç'ın salvolarından, iktidarın niyetinin seçimlerden kaçmak olduğunu anlayacaksak eğer, muhalefet için en kötü senaryonun gerçekleşmek üzere olduğunu varsaymalıyız. Bu durumda da, doğru adımlar atılamadığı takdirde, 20 yıldan bu yana ülkeyi AKP'nin yönetmesinin önüne geçemeyen muhalefetin, en sonunda açık bir anayasa emri olan seçimlerin yapılmasını bile sağlayamaması, aczi ve yine her zamanki beceriksizliği ile vatandaşın önüne sandığı bile koyduramaması gerçeği ile karşı karşıya olabiliriz. Depremden önce dahi, yani daha seçimlerin önünde bir engel yok ve 6'lı masa koltuk paylaşımı derdindeyken, iktidarın seçimlere dönük birçok seçenek arasından birden fazla oyun planı olduğu, bu seçen

Çürük...

Deprem vurduğunda, felaketin yaşandığı 10 ilden biri olan Adana’da, 11 katlı bir apartmanın ikinci katında uykudaydım. Sarsıcıydı. Daha birincisinin şokunu atlatamadan artçıları, sonra da ikincisi geldi.  Büyük bir korku yaşamadık diyemem ancak panik yapmadık. Zira oturduğumuz bina yapılırken binanın mimari projesini çizen mimarı, elektrik, betonarme, statik planlarını yapan mühendisleri ve bunları da harfiyen uygulaması gereken müteahhidi bulup tanışmış, inşaat sürecini de yakından izlemiştim. Zaten hem mimar, hem müteahhit hem de arsa sahipleri ile aynı binada oturmaya devam ediyoruz. 1998'de yaşanan 6.3 şiddetindeki Ceyhan/Adana depremini de atlatan binada şimdi iki büyük sarsıntı ve bir çok artçıyı yaşamamıza ragmen en küçük bir sorun görünmüyor. Teknik denetimleri geçerse aynı binada yaşamaya da devam edeceğiz. Şu an Türkiye’de yaşanan tarifsiz dramlar ve acıların arasında önemsiz görünen bu Japonya-vari ayrıntıları anlatmamın nedeni; bu kadar acıyı, onbinlerce çürük binayı, b

Burnunun ucunu göremeyen bir restorasyon...

Yaklaşık bir ay kadar önce adaylık tartışmalarıyla ilgili olan bir yazımda, CHP yönetiminin toplumdan gelen taleplerle inatlaşmaya devam ettiği takdirde işlerin Genel Merkez önünde kendi seçmenleri tarafından istifa ettirilene kadar protesto edilmelerine kadar gidebileceği ile ilgili bir cümle yazmış, bu cümleleri yayımlamaya elim gitmediği için sonrasında bu kısmı çıkartmıştım. 6'lı masanın Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde artık son düzlüğe girilirken muhalif seçmenden çıkan sesler de gittikçe gürleşmeye, bireysel de olsa "Kılıçdaroğlu aday olmasın" protestolarına dönüşmeye başladı. Belirtmek isterim ki gerek CHP'den, gerekse de partiye yakın 'basın'dan bu protestolara yönelik gelen tepkiler, bırakın yatıştırmayı, yangını körükleyecek cinsten. Demokrasi hayaliyle AKP iktidarından kurtulmayı umut eden gençler, en küçük irade beyanlarında dahi AKP-vari tepkileriyle karşılaşmaktan, kend mahallesindeki gazeteciler tarafından troll olarak suçlanmaktan, parti