Deniz Baykal, zihninde, kaybedilen her seçim sonrası kullandığı iki kelimelik, klasikleşmiş bir savunma refleksi geliştirmişti: “Konjonktür aleyhimizeydi!” derdi. Kızgınlıkla gülerdik ama haklıydı. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, Baykal’ın ‘konjonktür’ dediği, Erdoğan’ı iktidara taşıyan ve uluslararası ilişkileri bozuluncaya kadar ona (ve tabii düzene) hizmet sunanların, bu kez ‘konjonktür’ü kendisi için de ‘hazırlayacağına’ inanıyor ve her seçime de gerçekten kazanılacağına inanarak giriyor. Biz ise bu fikri iklimde CHP’nin iktidar ağacının yeşermeyeceğini görmek için daha kaç kez kaybetmek gerekiyor diye sorarak ona da kızıyoruz. Baykal, iktidar yolunu açacak konjoktörü oluşturacak, entelektüel şiddeti besleyecek kanallarla medcezir yaşardı. Türkiye’nin üzerine geçirilen deli gömleğini göremedi. Kılıçdaroğlu ise CHP’ye iktidar yolunu açacak iklimi yaratacaklarına inandığı, aralarında Türkiye'ye o deli gömleğini giydirenlerin de bulunduğu ekibe partiyi teslim etti ve sonucun değişme