Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Odeon'da Ne Oldu?

Yaklaşık 1 yıl önce başlayan kongre takvimi süresince Genel Merkez Yönetimi, tek adaylı il kongrelerinde mahalle delegelerinden başlayarak ilçe, il ve nihayetinde de kurultay delegelerini emrivaki bir şekilde yazarak 37. Olağan Kurultay'da istediği sonucu aldı. Baştan bu tespiti yapmazsak, Odeon'da yaşananlara ve ‘rızacı’ larına  hak ettiğinden fazla önem atfetmiş oluruz. Dolayısıyla, kullanılan oyların siyasal, sosyal ve ideolojik temelleri üzerine derin analizlere girmenin anlamı olmadığı gibi, Sayın Kılıçdaroğlu'na firesiz verilen oylara bakarak bunun parti tabanındaki hangi sosyolojik değişim ve dengelere karşılık geldiğini anlama ve anlatmanın da bir hükmü yok. Kurultay, partinin politika ve buna uygun da kadro oluşturma mekanizması iken, mevcut yönetim kurultayı işlevsiz bırakarak bunun tam tersini yaptı. Partinin yönünü ve kadrolarını tayin etmesi gereken delegeler, yönetim tarafından tek adaylı kongrelerle belediye başkanlarına tespit ettirilerek mevcut yöneti

Bu Kurultay, O Kurultay

Ülkemiz ve CHP açısından yeni bir kavşağa geldik. Örgütleri parti üyelerinden "sakınıp" belediye başkanlarına "emanet" vererek, Kurultay Delegelerinin iradesinin nasıl olması gerektiğini, tek adaylı İl Kongreleri ile şekillendiren Genel Merkez, bu günler için tahkimatını tamamlamıştı. Olsun. Daha 'seçilirken' iradelerine ipotek konulmaya çalışılan, bırakın Genel Başkan adayı olacaklara imza vermelerini, PM adayları için bile imzaları "rezervli" ve "düşkün" muamelesine maruz bırakılan Kurultay Delegelerimiz, "Köylü Brueghel" olarak da anılan ünlü Hollandalı ressamın yarattığı "Körlerin Yürüyüşü" eserindeki gibi, ipotek konulmaya çalışılan iradelerine başkaldırarak düşkünlüğü reddedip, hepimizi uçurumdan aşağı sürükleyecek kurguyu da bozarak,  yine bir başka ünlü eseri " Ölümün Zaferi" ndeki sonu yaşatmaktan kurtarabilecekler mi bilmiyorum ama, bir diğer seçenek her zaman var. Ne Türkiye'nin ne de CHP

Karalar ve Şehrin Karakteri

Her şehrin bir ruhu, karakteri vardır. Ruh, tarihi ve kültür birikiminin bakiyesi ile oluşur. Karakteri oluşturan ise içinde yaşanılan anı geleceğe taşıyan kararları alan yöneticilerdir. Bu açıdan Adana çok şanslı bir zaman kavşağında bulunuyor. Adana’nın tarihi ve kültür birikimi ile bütünleşen coğrafi ayrıcalıklarının, geleceği kurma kabiliyet ve deneyimine sahip yöneticilerle buluştuğu bu zaman ve mekan diliminde, karakterli bir geleceğin arefisinde olabiliriz. Dolayısıyla, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın önünde bunu başaran siyasetçi olma şans ve fırsatı duruyor. Oturmuş, deneyimli ve enerji dolu bir kadro oluşturdu. Bir yandan geçmişten günümüze belediyenin son yarım yüzyıllık içtihatını ezbere bilen tecrübeli bürokratları koruyarak onların bilgi ve birikimlerini heba etmeyerek yanında tutarken, diğer yandan da yeni, genç ve hizmet ateşi ile yanan siyasetçilerden oluşan genç bir kadroyu kaynaştırarak iyi bir senteze ulaştı. Yönetime geldiği andan itibaren g

Deniz Baykal'ın Sırtındaki Hançer ve CHP Kurultayı

Erdoğan’ın 18 yıllık iktidarı sonucunda ülkemizi getirip sıkıştırdığı alana baktıkça liyakatsız yükseliş hikayelerine, rantın tek merkezden yönetilmesine ve iktidar partisinin devlete dönüşmesinin örneklerine tanıklık ediyoruz.   İşsizliğin çığ gibi artması, emeklilik koşullarının ağırlaşması, sendikal hakların ortadan kaldırılması ve köylünün toprağından sürülmesi süreçlerini yaşadık. Şimdilerde meslek odalarının işlevsizleştirilmesi uygulamalarına tanıklık ediyoruz ve yakın zamanda da sosyal medyanın kısıtlanmasıyla ilgili ‘tedbirler” gelecek gibi görünüyor. Erdoğan ‘eski’ye dair ne varsa çöpe atıyor. Ordusu, polisi, istihbaratı, yargısı, yasaması ve yürütmesi başta olmak üzere İHA'sı, SİHA'sı, tankı, topu, tüfeği, tabancası ve (ülkemizde Diyanet işleri Başkanlığı) diğer bütün örgütlenmesi ile Erdoğan artık devlet olarak cisimleşti.  Ama, ülkemizde yaşananları, hedefe  sadece Erdoğan’ı oturtarak okumak ve onu gönderirsek her şeyin güzel olacağını vaaz edenlerin