Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nedir bu değişim?

Zamanın ruhu değişim için CHP'nin kapısını dövüyor... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve sözcüsünün Ekrem İmamoğlu'nu kastederek 'Tek bir kişinin isteği ile değişim olmaz.' demesinin ise, kapıya dayanan değişim talebinin boyutunu küçümsemek, değişim taleplerini siyasetsizleştirerek değersizleştirip kuvvetini azaltmaya çalışmak amacı taşıdığını düşünüyorum. Partinin kapısına değişim için dayananın sadece İmamoğlu olduğunu varsaymak, en başta İlhan Cihaner ve temsil ettiği parti içi sol kanat olmak üzere partifrki farklı politik hatların varlığını görünmez kılma amacı gütmüyorsa eğer, kapıdaki canavarın şiddetinin henüz idrak edilemediğini gösteriyor. CHP yönetiminin değişim taleplerini soğutmak için 'kural ve kurulları' işaret ederek, aslen yasal bir opsiyonları kalmadığı için zorunlu olarak başlattıkları kongre takvimini işaret etmeleri ise hiç şaşırtıcı değil. Bütün CHP'lilerin bir çok kez tecrübe etmiş olduğu gibi, olağan kongreler takvimi aslında bir siyas

Resmi büyüterek bakınız...

Zihnimde birbiriyle bağlantılı olabileceğini düşündüğüm bir çok sorunun olası yanıtlarını aradığım bu yazının başlığı, 24. dönemde TBMM'de birlikte görev yaptığım arkadaşım Giresun eski Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'na ait. Ortak grubumuza attığı bir resmin altındaki 'resmi büyüterek bakınız' mesajı hem bu yazıya, hem de başlığına ilham verdi. 2010 yılında toplanacak kurultay için başlatılan kongre takvimi, ondan öncekilerde olduğu gibi yine CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın kuyumcu titizliğinde başarıyla tamamlanmıştı. Her bir kurultay delegesi tek tek Deniz Baykal'ı yeniden genel başkan seçmek için 'çakılmıştı'. (Tıpkı şimdi Kılıçdaroğlu için yapıldığı ve kendisi vazgeçmediği sürece bundan sonraki her kurultayda tekrarlanarak Genel Başkanlık koltuğunda istediği kadar oturmasının sağlanacağı gibi.) Kurultaya bir hafta kalmışken yayınlanan kaset Baykal'ın salona bile gelmeye cüret edememesine sebep olunca, Baykal için Önder Sav tarafından beli

İki ders: Kılıçdaroğlu mu öğrenecek yoksa İmamoğlu mu?

Geçtiğimiz hafta bu köşede, Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan Genel Başkanlık tartışmaları bağlamında isimlerden daha önemli olanın izlenen politika ve gidilen yön olduğunu, isimlerin ve yöntemlerin ise ancak bundan sonra ikinci planda önem arz ettiğini yazmıştım. Bu hafta ise isimler ve yöntemler üzerinden devam edelim: Yeni hükümeti, yeni (aslında eski) ekonomi politikasını bıraktık, tüm Türkiye olarak oturduk Cumhuriyet Halk Partisi'nde ne olup biteceğini konuşuyoruz, bekliyoruz. Bu ortamda Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimler sonrası ilk kez gazetecilerin karşısına çıktığı yayın için muhalif seçmenin nasıl bir ruh haliyle ekran başına geçtiğini düşünürken aklıma bir Temel fıkrası geldi: Kümeste tavuk çalarken bir sürü tanık eşliğinde suç üstü yakalanan Temel, hakim karşısına çıkarıldığında ısrarla avukatını ister. Bunun üzerine hakim de 'Oğlum işte her şey ortada, avukatın ne diyecek?' diye sorunca Temel'in cevabı: 'Ben de onu merak ediyorum hakim bey...

Erdoğan'ın çalışma odasındaki portrelerin sırrı

Avcılar, avladıkları avın kafasını veya postunu evlerinin görünür bir duvarına asarak sergiler. Eğer Erdoğan'ı bir avcı olarak kabul edecek olursak, çalışma odasının duvarlarında bir düzineye yakın Kılıçdaroğlu ve çeyrek sayıda da Baykal portresi olsa gerek. Liderleri, yöneticileri, onları seçen mahalle, ilçe, il ve kurultay delegeleri değişse de son 40 yıldan bu yana yapılan hiçbir seçimden birinci çıkamayan ve kendisini sosyal demokrat olarak ifade eden CHP'nin duvarlarında ise ucuz yağlı boya resimleri sergileniyor. Erdoğan'ın çalışma odasında benim bile saymaktan vazgeçtiğim sayıda portresi olanlar, her seçim yenilgisi sonrasında farklı mazeretler üretseler de CHP'liler açısından sonuç asla değişmiyor ve daha üzücü olanı, artık buna da şaşırmıyorlar da... Zira CHP'liler 'Ne yapsak olmuyor, kazanamıyoruz' düşüncesine o kadar alıştırıldılar ki, hayal kırıklığı hissiyatı CHP'lilerde kalıcılaşmış ve artık acı vermiyor bile olabilir. Yeni olan ise, öncele