Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

CHP'lileri Sırtına Binilecek Eşek mi Sanıyorlar?!

Türk siyasetinin ana omurgasını oluşturan Ak Parti ve CHP, açık bir saldırı altında. Ak Parti’den ikiz parti doğurtmaya çalışanlar, CHP’nin siyasi iradesine de medya müdahaleleri ile yol çizmeye çalışıyor! "Erdoğan gitsin, CHP de gelmek istiyorsa bizim çıkarlarımıza dokunamayacak durumda olsun" diyerek iki ayrı saldırı başlatanlar, aslında tek merkezli. Amaçları açık, “başka” türlü engelleyemedikleri Erdoğan’ın partisine, Davutoğlu ve Babacan’la ikiz doğum yaptırarak güçsüzleştirmek. Yerine de, Hasan Cemal’in Çarşamba günü T24 sitesindeki yazısında açıkça belirttiği gibi, siyasi iradesini yeniden formüle ederek kuşattıkları  CHP yoluyla  kendilerinin hep iktidarda kalmasını sağlayacak bir iklimi yaratmak. Ak Parti, dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın liderliğine karşı yapılan saldırı, şimdiye kadar olanların en güçlüsü ve en kapsamlısı. Çünkü önceki denemeleri işe yaramadı ve bu kez 'yenilen ordular çabuk öğrenir’ saptamasındaki gibi daha bilgili, deneyimli ve dah

Adanalı CHP'lilere soruyorum; Zeydan Karalar Kurultayın Fikri Önderi Olsun mu?

Büyük şehirlerde yaşayıp, iş ve iyi bir gelecek umuduyla oylarını CHP'li adaylara verenler belediye başkanlarından mucizeler yaratarak, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da CHP'yi iktidara taşıyarak yaşadıkları sorunlara çözüm bulmasını bekliyor. Bu hayali Adana'dan yola çıkarak başarabiliriz. Siyasi önderliği taşıyabilecek bir İl Başkanı, partiyi Neoliberalizm çukurundan çıkaracak siyasal iradesi oluşmuş, politik bilinci çelikleşmiş 30 kurultay delegesi ile birlikte Zeydan Karalar, CHP Büyük Kurultayı'nın fikri önderi olabilir. Adana'daki 45 bin parti üyesi başta olmak üzere 600 bine yakın oyu Zeydan Karalar'a vererek onun ne yaptığını izleyen seçmenleri ve çeyrek asırdan fazla iktidar yüzü göremeyen Türkiye'deki tüm CHP'lilerin gözü kulağı kongre ve kurultayda yanacak bir umut ışığına çevrilmişken, bu sorunun yanıtı can alıcı değerde. Ulaşan herkes Adana'daki bu değişim için Başkan Karalar'ı teşvik edip, partinin ve Türkiye'nin önünü açması

Kılıçdaroğlu ve İttifakını Halkın Acil Gündemine Önderlik Etmeye Çağırıyorum!

Elektrik ve doğalgaz şirketleri kışın şu en ağır günlerinde bindirilmiş elektrik ve doğalgaz faturası düzenleyerek kullanmadıkları enerji için bile vatandaştan tahsilat yapmaya çalışmakla suçlanıyor. Belki bir gün mahkemelerde hesap verecekleri günler gelir, ama şu an böyle bir şey olmayacağı kesin.  Bu esnada ise çaresizleşen yoksul milyonlar faturalarını ödemeyi geciktirmeye, halkı soyan şirketleri zor duruma düşürmeye ve bu konuyu ülkenin gündeminin ortasına yerleştirmeye çağrılsa ne olur? Hep sermaye sahipleri mi piyasaya borcu takıp konkordato ilan ederek tüyecek, biraz da vatandaş nasiplensin! Şaka bir yana, atılan yumruğa karşı yapılan savunma meşru ise, halkı soyan, sonuçları itibariyle intiharlara ve ölümlere yol açan bu soyguna karşı pasif direniş meşru olmaz mı? Kimse oturduğu yerden kalkmaksızın, kırmadan, dökmeden bu soygun düzeni temelden sarsılıp bu sistem yoksullaştırdığı milyonlarca vatandaşın haklı talebi karşısında geriletilmez mi? Düşünün hele bir, mi

Her Seçimde Yenilen CHP Değil, Onun Neoliberal İradesidir

Hep beraber düşünelim, şöyle bir geleceğe doğru ilerliyoruz: Beklendiği gibi Türkiye'nin bütün illerinde, İl Başkanı ve bütün yönetim ile birlikte Kurultay delegesini yazanlar, Kurultay'da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve istediği listeye oy vererek PM'yi oluşturacak. Aynı politik çizgi izlenecek ve 17 yıldan bu yana her seçimde olduğu gibi aynı sonuçlar alınacaksa,  aslında yenilen ve asıl kaybeden,  zaten Ak Parti ile iktidarda yer alan neo-liberalizmi CHP'nin de politik çizgisi haline getiren,  Parti'nin  yönetim iradesi  olmayacak mı? Ama hayır böyle olmuyor; halk yine, yeniden ve her defasında yoksulluk ve çaresizliği ile başbaşa kalırken, halkın umudu ve yol göstericisi olması gereken partiyi yönetemeyenler, bu gidişle, bir kez daha, yine, yeniden koltuklarında oturmaya devam edecekler. Eğer bu gidiş değişmez, değiştirilmezse ve halk yine umutsuz kalacaksa, bir avuç delege yazıcının dışında CHP'de kimin hangi koltukta oturduğunun ne önemi var ki? Bu kısır d

Delegeler Dikkat, Zeydan Karalar Mehdi Değil İnsan!

Adana'da yaşananlardan bir ders çıkarılır mı bilmiyorum ama, yazıyorum... Seyhan İlçe Kongresi’nde Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar konuşmasını bitirip salondan ayrılırken delegesi, izleyicisi bütün CHP’liler salonu boşaltıp peşinden gidince, ‘Sevgili delegeler kongremiz devam ediyor. Lütfen geri dönün ‘anonsu yapılmış. Delege bu; söylüyorum ya hep, kimin peşinden gideceğini bilir! Çare olmadığından değil, çaresizleştirildiğinden. Bu filmi 1980'den bu yana izliyoruz.  Selahattin Çolak Belediye Başkanı olduğunda onun, Sedat Doğan Çukobirlik Genel Müdürü olduğunda onun, şimdi de eski Çukobirlikçi Zeydan Karalar Belediye Başkanı olduğunda onun peşindeler! Erkekler-kadınlar ve gençler yukarıda saydığım isimler dahil, birlikte siyaset yapacakları iyiyi-doğruyu ve güzeli arayacak yol arkadaşı aramıyor; kendilerine ya da çocuklarına iş verecek, rızkını çıkaracağı bir yerin peşinde. Burada Sayın Başkan Karalar’ı büyük bir tehlike bekliyor ama önce bir ör

CHP Delegeleri Kişisel İkbal İçin Diz Çökecek mi?

Milletvekilliği yaptığım dönemde ülke çapında 'ünlü’ olmadığım için TBMM Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmalarımın içeriği, istediğim ölçüde geniş kitlelere ulaşamamıştı. ODA Tv’de ve aşağıda paylaştığım aynı içerikteki yazılarım,   daha ileri düzeyde ilgi çekmişti. Şimdi, hala, inandığım değerlerin yol göstericiliğinde düşüncelerimi sizlerle paylaşarak, yaşadığımız hayatın mutlak ve çaresiz olmadığımızı anlatıp duruyorum. CHP üye ve delegeleri temelli yazılarımı, kişisel ikbal beklentili olarak değerlendirenler varsa, onlar zavallı. Bu hedefli yazılarımın nedeni, CHP örgütleri arınır ve parti içi koltuk kavgası yerine gerçekten Mustafa Kemal’in kurduğu parti iradesine kavuşursa, ülkenin kurtuluşuna giden yol yeniden aydınlanabilir inancımdandır. Öyle bir partide siyaset ve mücadele onurunu yaşamak isterim elbette, ancak şimdiki bindirilmiş kıtalarla tiyatro oynanan salonlarda figüran olmayı reddediyorum. Yurttaşlarımız, ülkemizde yaşanan ve yaşamlarını felç eden s

Sadece CHP'nin Değil Ülkemizin Geleceği de Delegelerin Elinde!

Hayalleri olmayanların, ruhunu satan suretsiz isimlerin,vicdanları kiralık sefil  bir hayat sürenlerin çoğaldıkları tek yer, mezarlıklar. Bu günler geçtiğinde ve bu günlerin bahsi geçtiğinde, şimdiki zamanlarda yaşayan bizler, onları alınlarından okuyarak mı tanıyacağız, yoksa gelecekte mezar taşlarında mı yazacak bilemem ama, dimdik duranlar, hep saygıyla anılacak. Delegeler yazıldı, kongreler yapılıyor ya CHP’de; sorumuzun cevabını iki anlayışın çarpışmasının sonucu belirleyecek!  Sadece CHP' nin değil aslında ülkemizin geleceği bu kongrelerde belirlenecek; Ya bu kirli düzene baş kaldırıp ülkemizden söküp atacak bir siyasi irade oluşturacağız ya da hayalleri bile olmayan ruhunu iki paraya satan suretsiz isimlerin arasına adlarımızı yazdıracağız! Birinci saftakiler, ‘Karnım nasıl doyacak?’ diyerek, mide rotalı çıkılan yolda kurulan, irade ipotekli pespaye ilişkiler ve sefil hayatlardan oluşuyor; Karşılarında ise, ‘İnsanım ben.   İnsanca yaşayıp, onurumla siyaset y

CHP'nin Üye ve Delegelerini Düşkün mü Sanıyorsunuz?

Bu yazı, CHP üyeleri ve delegeleri başta olmak üzere herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Mutlaka okumanızı isterim. Bunun için de partide kayıtlı bulunan 45 bin kişiye özel olarak SMS aracılığı ile gönderdiğimi baştan söyleyeyim. Bir çok gazete, haber sitesi başta olmak üzere bir çok mecrada yayınlanıyor. Ayrıca kendi kişisel imkanlarımla diğer kanallardan da okunması için Türkiye çapında paylaşıyorum. Konumuz özelde delegelik genelde ise siyaset kurumunu, düşürüldüğü düzeyden kurtarma, aslında itibarını koruma ve iade etme arayışı aynı zamanda. Siyaset, işinde gücünde, siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan herkesin de yaşamını her alanda direkt etkilediğinden, kimse bu konu beni ilgilendirmiyor diyemez. Bu giriş ile birlikte hemen CHP de delege olmayan, yazılmayan, yazılamayanları kutluyorum. En azından isteyip de yazılmadılarsa da, kendilerinin bir talebi ve çabası olmadıysa ve bilerek ve isteyerek 'bu orta oyununun figüranı olmam' diyerek kenarda duranla