Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kürtlerin Galahad'ı

Efsaneye göre Hz. İsa, meşhur son akşam yemeğinde bugün Kutsal Kâse ya da Mukaddes Kâse olarak bilinen kaseyi kullanmış, Aramatya'lı Yusuf ise daha sonra çarmıha gerilen İsa'nın damlayan kanını bu kaseye koymuştur. Mucizevi güçleri olduğuna inanılan bu kase sonrasında birçok öykünün de kaynağı olmuştur. Kutsal Kaseyi bulmayı başarıp içindeki mucizelere doğrudan bakabilen ve insan dilinin izah edemeyeceği gizemleri görebilen tek kişinin ise Kral Arthur'un yuvarlak masa şövalyelerinden biri olan Sir Galahad olduğuna inanılır. Bu hikayeyi hatırlamama sebep olan şey, İmralı'nın, Demirtaş'ın 'HDP'nin tutum belgesi' duyurusu ile başlayan, sonradan da Kılıçdaroğlu, Sancar, İYİP sözcüsü Ağıralioğlu ve Temelli'nin 'muhataplık' tartışmalarıyla oluşan kakofoniyi bıçak gibi kesmesi. Bu bir 'güç bende' gösterisiydi. Bu satırlar yazılırken son açıklamayı yapan parti sözcüsü Günay bunu teyit etti. İmralı'yı işaret ederek, "O da böyle istiyo

Selahattin Demirtaş ve HDP'nin 'Tutum belgesi' üzerine

Selahattin Demirtaş'ın T24'e yazdığı 'İlle de Demokrasi' başlıklı yazısıyla işaret fişeği atılan, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve Seçim İşlerinden Sorumlu Eş Sözcü Mehmet Rüştü Tiryaki'nin 27 Eylül'de açıklanacağını duyurdukları tutum belgesine HDP cephesinin büyük değer atfetmesi anlaşılabilir bir şey. Açıklamalarında yer alan demokratikleşme, özgürlük alanlarının genişletilmesi ve otoriterleşmenin önlenmesi gibi öne çıkan konu başlıkları şüphesiz önemli ve getirilen birlikte mücadele yaklaşımı da değerli. Bu ön kabulle birlikte, bu açıklamalar bir kez daha gösterdi ki; Ülkemizdeki politika yapıcıları, politik ekonomi ve sosyal teori alanlarında meseleleri bütüncül olarak kavrama ve çıkışa katkı sunma konusunda pozisyon geliştirmekte zorlanıyorlar. Bunun nedeni ise çok açık; siyaset ve siyasi partiler, mevcut politik, ekonomik ve sosyal ekosisteme yapışık durumda. Daha açık konuşursak, sistemi reforme ederek refah yaratması gereken tüm bu aktörler aslında

12 Eylül'ün Bekçileri

Ölçü ve değer birimi olarak para yerine insan hayatının ve kalan ömrünün kullanıldığı distopik bir dünyayı anlatan "Zaman" adlı film, adalet kavramıyla ilgili ufuk açan tespitleriyle bu yazıma da ilham kaynağı oldu. Bir insanın milyonlarca yıl yaşamasına yetecek kadar zamanı fakirlerden 'çalarak' zenginlere dağıtmakla suçlanan kahramanımız, zengin ve güçlü simaların katıldığı bir partide kendisini sıkıştırarak sorgulayan polise, "Çalınmış zaman arıyorsanız, buradaki herkesi tutuklamalısınız!' diyerek itiraz edince kendisini sorgulayan polis şefi, "Anladım, adaletten bahsediyorsun, ama ben zaman polisiyim, adaletle ilgilenmem, sadece ölçebildiğim şeylerle ilgilenirim. Sadece zamanı korurum ve o da şu anda yanlış ellerde.' cevabı veriyor. Adalet mefhumunun günümüz dünyasında pratikteki karşılığını çok güzel ifade eden bu anektodla yazıya girmemin sebebi, toplumun ihtiyaçlarını siyasetin gündemine taşıyıp, kitlelerin enerjisini kısmen de olsa dönüştürüc

Erdoğan bir hologram!

İşlevsel bir savunma mekanizması geliştirebilmek için öncelikli kural, saldırıların nereden gelebileceği üzerinde düşünüp dikkati bir noktaya odaklayabilmektir. Nereye dikkat edeceğinizi bilemezseniz aynı anda her yere bakmaya çalışarak çok şey kaçırabilirsiniz. Öte yandan tek bir noktaya fazla odaklanmak da o noktanın dışında olup bitenleri, gelebilecek alternatif saldırıları gözden kaçırmaya sebep olabilir.  Bu yaklaşım, İngiliz Hükümeti tarafından siber tehditlere karşı koruma geliştirmesi amacıyla kurulan güvenlik kurumu GCHQ’nun eski çalışanlarından bir grup ile Cambridge Üniversitesi araştırmacılarının bazılarını bir araya getirip, siber saldırıların yapay zeka ile engellenmesini hedefleyen Darktrace adlı bir şirketin kurulmasına yol açmış. Yapay zeka, kendisine nelerin tehlike olduğuna ilişkin örnek verilmediğinden, sınıflandırılmamış saldırıları gözetimsizce kendisi öğreniyor. Dolayısıyla saldırı olarak tanımlanarak kendisine verilen örneklerin benzerlerini aramak yerine, her t