Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sedef Kabaş'ın tutuklanmasında Sezen Aksu'nun rolü...

"Bana ilk doğanınızı getirin diyor, Kanlarını emeceğim Bana fakirlerinizi getirin, Çamurun içinde tekmeleyeyim, Bana aydınlarınızı getirin, Gözlerini çıkarayım, Bana bilginlerinizi getirin, Hepsini lobotomize edeceğim. Çünkü Anne en iyisini bilir" Bu sözler 1979-1990 yılları arasında İngiltere'de başbakanlık yapmış Margaret Thatcher'ı eleştirmek adına yazılmış olan Mother Knows Best (Anne En İyisini Bilir) isimli şarkıdan. Şarkı sözünde bahsi geçen lobotimi işlemi, beynin alt kısmında bulunan bölgelerle (talamus, hipotalamus) frontal bölge arasındaki sinirsel bağlar kesilerek bazı psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçlayan eski bir cerrahi yöntem. Tıp literatürüne göre Talamus, "bilinçli düşünmeden sorumlu olan beyin bölgesi". Koku duyusu hariç, tüm sistemlerden gelen duyusal sinyaller için bir kapı. Ayrıca amaca yönelik bilinçli davranışlardan da sorumlu. Vücuda gelen çeşitli uyaranlara bir çeşit filtre görevi yapar. Buranın beynin diğer noktalarıyl

Sandık ve mutsuz evlilik ilişkisi

Bazı siyasetçilerin sandık ile ilişkisi mutsuz evlilik gibidir. Gerek evlilikte, gerekse de siyasette yola ortak bir rızayla çıkılsa da, uzun vadede ilişkinin meşruiyetinin dayanağı, günü ve zamanı geldiğinde hesap verebilir olmaktır. Hesap verememenin sonu ise hep aynı biter; Evlilik meselesi elbette daha derin ve anlaşılmaz ilişkiler bütününe tekabül ettiğinden, ben işin kolayına kaçıp, somut örneklerle açıklayabileceğim taraftan devam edeceğim. Siyasetçi için, hesap veremediği an, yetkileri üzerindeki kontrol ve denge mekanizmasından kurtulmaya çalışma zamanının gelmesi demektir. Bu konunun Erdoğan tarafına denk düşen kısmı zaten çok açık. O şimdi muhaliflerince tek adamlıkla suçlansa da, gücünün kaynağı hala meşru. 20 yıla yaklaşan iktidarında girdiği (son İstanbul yerel seçimi hariç) her seçimi kazandı. Referandumlarla sağladığı meşruiyet ile Anayasa Mahkemesi ve HSYK'ya atama yetkisi kazandığı üyelerle mutlak güç haline ulaştı. 15 Temmuz sonrası çıkardığı OHAL yasası ve buna

Kıyamet senaryosu...

Bütün alametler Erdoğan'ın önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerini krize çevireceğini ve merkezine belediyelerin yerleştirildiği bir kıyamet senaryosun hazırlandığını gösteriyor. Hatırlanacaktır, 2001 finansal krizi, 15 günde çıkarılan 15 yasa ile halkın sırtına yüklenmiş ve ülkemizin neoliberalizme çapalanması karşılığında IMF'den sağlanan sıcak borç para ile baskılanmıştı. Krizin faturası DSP-ANAP-MHP hükümetine kesilince, bu partiler yüzde 10'luk seçim barajı altında kalmıştı. Borç para ile kur ve enflasyon rakamlarında sağlanan düşüş, AKP'nin, kuruluşunun hemen ardından 2002 Kasım ve 2007 Temmuz aylarında yapılan ilk iki seçimi güle oynaya kazanmasını sağlamıştı. Erdoğan'ın ilk ciddi sınavı 2010 Anayasa referandumuydu. Bunu "Mezardakiler bile oy kullanmalı" çağrıları ve "Yetmez ama evetçi"lerin kendilerini kullandırmasıyla geçmişti. İkinci kritik sınavı ise 7 Haziran 2015 seçiminde %40,9 oy ile parlamentoda çoğunluğu yitirm

Güç ile zehirlenmiş yöneticiler

Adaletin en büyük düşmanı güç ile zehirlenmiş yöneticilerdir. Güç zehirlenmesi ve iktidar gibi kelimeleri yan yana görenlerin aklına hemen Erdoğan iktidarından bahsettiğim gelebilir ama bu kez öyle değil. Aşağıda bahsedeceğim iki olay ne yazık ki hukukun üstünlüğüne inanan ve bunu da siyasi hedeflerinin başına yazan, benim de üyesi olduğum partiden seçilmiş bir başkanın yönettiği Adana Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanıyor. Sözü fazla uzatmadan, İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odasının Büyükşehir Belediyesine ortak imza ile verdikleri, biri 24 Aralık diğeri 28 Aralık 2021 tarih ve 2620 sayılı imar tadilatı hakkındaki iki dilekçesinden bahsetmek istiyorum. Dilekçeleri konuyu dağıtmadan, okuru da detaylara boğmamak adına kısmen özetlemek gerekirse; OTOPARK ARSASI 1- Baraj yolu üzerinde bulunan ve otopark arsası olarak bilinen yerle ilgili olarak; "Adana İli Seyhan İlçesi Kurtuluş Mahallesi 2613 ada 1 parsel ile 1853 ada 544 parseli kapsayan alan, mev

Ama, durun bir dakika...

Herkesin her şeyin en doğrusunu bildiğini düşündüğü ülkemizde kimse kimsenin ne dediğini dinlemek dahi istemiyor. Bir taraf Erdoğan'a karşı eleştiri yüklü tek kelimeye bile tahammül göstermezken, bir diğer taraf ise yaşanan bütün kötülükleri onun sırtına yüklemeye çalışıyor. Ben de her hafta milyonlarca harften oluşan kelimelerle resimler çizerek bir yandan 'Ama, durun bir dakika...' diyerek Erdoğancıları, bir yandan da 'ama, zaten siz de aynı ekonomi politikaları savunuyorsunuz ve geçmişte aynı sonuçları yaşamıştık' diyerek bu zihin bulanıklığı salgınına karşı iki tarafı da uyarmaya çalışıyorum. Bu, ülkemizi sanki iki zıt kutba ayrılmış gibi gösterse de aslında tam tersi bir durumla karşı karşıyayız. Liberal entelektüel zihni iklime yapışık politik okuma ve buna paralel pozisyonlanma, ekonomi ve sosyal teori alanlarında meseleleri bütüncül olarak kavrama eksikliğine delalet ediyor olabilir. Buna verilebilecek sayısız örnek arasından tarafların yaşanan ekonomik kriz