Ana içeriğe atla

Adanalılar Büyükşehirden açıklama bekliyor





Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar’a buradan bir soru yöneltmiş ve ‘Adana neden bu halde, herkes kimin cebine gidenin kahrını çekiyor bilmek istiyor, açıkla lütfen’ diye sormuştuk.
Cevap gelmedi.
Üstelik bu arada 2020 yılı bütçesi de belli oldu ve Belediye Meclisi’nin canlı yayınlanması dolayısıyla evlerinde oturan Adanalılar, Karalar ile Ak Parti Grup Sözcüsü Vedat Gündoğan’ın açıklamalarından öğrendi ki, yaklaşık 2 milyar liraya bağlanan( gider) bütçesinin 700 milyon liraya yakın kısmının bütçenin(gelir) kısmında karşılığı yok.
Yani hayali. Öngörülene göre yaklaşık 400 milyon liralık kısmı üretilip- satılacak arsalardan geri kalanlar da gelir arttırıcı uygulamalarla karşılanmaya çalışılacak.
Yani Başkan, belediyenin ekonomik durumunu( 27 Kasım ) tarihli oturumda, gelen paranın( 12 milyon) işçilerin bir aylık maaşını bile(18 milyon) ödemeye yetmeyip, 6 milyon lira açık verdiklerini anlatıp, kendi deyimi ile ‘ yoktan var etme gücüm yok’ diyerek içinde bulunulan durumu açıkça ifade ediyor.
170 milyon liralık borçlanma yetkisini zar- zor alabilen yönetim, epey bir uğraştıktan sonra kredi verecek bir banka da bulmuş ve belki de en fazla 1 ay bile sürmeyecek bir rahatlama yakalamıştır. 170 milyonluk borç da olacaktır 200 milyon lira ama hadi neyse.
Sayın Karalar’a sorduğumuz soru yanıtlanmadan Adana gerçeği öğrenemez.
. Belediyede çalışan binlerce işçi neden maaşlarını alamıyor?
. Büyükşehir’e mal ve hizmet vermiş binlerce esnaf neden faturasının karşılığı neden ödenmiyor?
. SSK ve Maliye’ye ödenemeyen vergi ve primler (faiz sarmalına dönüşmüş durumda) başta olmak üzere şehre yapılamayan her hizmetin nedeni de o verilmeyen cevapta yatıyor.
Adanalı kimin cebine gidenin kahrını çekiyor?
Bunların yanıtı aslında Sayın Başkan Karalar’ın da önünü açacaktır.
Çünkü; 18 milyon lira tutan işçi maaşını ödeyebilmem için gelen 12 milyon liranın üstüne 6 milyon lira daha bulmam gerekiyor; ben yoktan bir şey var edemem diye feryat ediyor.
Haklı. Başkan her fırsatta belediyenin ne kadar borçlu olduğunu aktarıyor ki, gerçekler bilinsin istiyor. Hatta her geçen gün yeni borç kalemleri ortaya çıkıyor ve borç da artıyordur. Belediyelerde böyle olur.
Ama eksik olan bir şey yok mu sizce; Toplam borç söyleniyor ama( acaba ben mi atladım?) borç kalemleri sıralanmıyor. Neden?
Mesela hangi borç neden oluşmuş, belediyenin ne kadar parası gelmesi gerekiyordu da hangi kesintilerden, borçlardan dolayı ne kadar para kesiliyor bunları Adanalı hemşerilerinin bilmeye hakkı yok mu?
İlla para verip yayınlatmasına gerek yok, düzenlesin basın toplantısı anlatsın rakamları biz de yayınlayalım; ya da ‘Adana’nın A takımı listesinde iki kişi birden yer alan Özgentürklerden gazeteci olanına söylesin Adanalı da oradan öğrenir.( Bu arada listedekilerin isimlerin hepsi ile gurur duyuyoruz ama en az onlar kadar değerli onlarca isimin arasından bu isimleri kim hangi kritere göre seçti gerçekten izaha muhtaç)
Meselenin özü şu; Adana Büyükşehir Belediyesi karşılaştığı ekonomik sorunları aşmak ve istediği hizmeti en optimal ve süresi içerisinde vermek istiyorsa gerçekleri halkla paylaşmalıdır. Bunu, bu bilgiye sahip her hangi bir gurup sözcüsü ya da meclis üyesi de açıklayabilir. Bu da gerçeklerin gün yüzü görmesine yeter de artar bile!
‘Paylaşıp ta ne olacak, Adanalılar para mı bulacak, işçiler maaş mı istemeyecek, esnaf faturalarını tahsil etmekten vaz mı geçecek, bankalar kredi vermek için sıraya mı girecek’ diye düşünülebilir.
Evet, tüm bunların hepsi olabilir.
Banka kapılarında borç aramak, işçilere, esnafa ve vergi- SSK primlerinin ödemesi tıkır tıkır yapılabileceği gibi, hizmetler için yerinde(Adana’da) kaynak üretilebilir.
Bu mümkün mü; evet
Bulmaca sormuyor sadece soru soruyoruz; Yanıt sorumuzun içinde zaten!
Bu borçlar nasıl oluştu, kim ne yaptı da bu kadar borç ödüyoruz, Adana’nın kaynakları nasıl tüketildi ve bu borç sarmalından kurtulmak için hangi girişimlerle sorunu çözebiliriz?
Yeter ki Adanalılar gerçekleri bilsin ve Başkan ve Meclis üyelerini yalnız bırakmasın.

TURGAY DEVELİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen