Ana içeriğe atla

Muharrem İnce Cumhurbaşkanı Olabilir mi?

Son günlerin popüler sorusu, Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olabilir mi? Bugüne kadar CHP'den ayrılanların toplumda karşılık bulamayarak yok olup gittiğine dair tezvirat yaparak yoluna mayın döşemeye çalışan hikaye anlatıcılarının telaşına bakılırsa, bu mümkün. 

40 yıllık partili ve partinin Cumhurbaşkanı adayı sıfatlı Muharrem İnce'nin, iktidar isteyen parti tabanına tam da bunu vaat edip CHP’den ayrılarak giriştiği huruç harekatı, ülkemizdeki bütün siyasi organizasyonlarda biriken mutsuz seçmen kitlesini sararak, işsizlik, yoksulluk ve açlık üreten bu siyasi ve ekonomik model ile birlikte düzenin kendisini tartışmaya açabilecek bir sinerjiye sahip. 

Bu enerjinin ana taşıyıcı kolonlarını, hiç kuşkusuz üç nesildir iktidar yüzü göremeyen CHP tabanı oluşturacak gibi görünüyor. 

Muharrem İnce'nin, CHP tabanındaki laneti kırarak iktidar yolunu açma temelli bu istek ve arzuya yanıt verme potansiyeli olup olmadığının tartışması bile var olan siyasi dengeleri etkiliyor. En azından bu ateşi tutuşturacak bir kıvılcım potansiyeli taşıyor. 

Daha dün CHP'yi çağ dışı bir ideolojiye sahip olup dünyayı anlayamamakla ve halka inememekle suçlayanlar ise, şimdi çarıklarını giyip 'ak saçlılar' olarak ortaya çıkıp CHP tabanına birlik ve beraberlik çağrısı yapar oldu. 

‘Erdoğan gidici' algısı yaratarak kurulan ittifak siyasetinin yoldan çıkmasını engellemeye, denetim altına alamayacakları bir gücün oluşmasını önlemeye çalışıyorlar.

Lafa büyük bir hararetle girip Güven Partisi'nden başlayarak, Anadolu, Yenilik diye devamla Yeni Parti'den çıkıp, Muharrem İnce'yi de Tuncay Özkan, Öztürk Yılmaz ya da diğer başarısız siyasetçiler kategorisine indirgeyen, Memleket Hareketinin de yok olup giden diğer partilerin arasına katılacağından adı gibi emin olan bu güruh, her tartışmayı başarısız CHP alternatifleri ve oyların bölünmesi konularına indirgeyerek kapatma yolunu seçiyor. Oysa amaçları çok açık: seçmeni seçeneksiz bırakıp, mevcut pozisyonlarında tutma çabasındalar.

Bu ‘sol siyaset üstadı’ güruhun neredeyse tamamının, Erdoğan iktidara gelirken ve geldikten sonra girdiği her seçimde onun yanı başında durup açıkça destek vererek yol gösterenlerden oluştuklarını bildiğimize göre, gerçek niyetlerinin, iktidara hasret CHP tabanının buna ulaşmasını sağlamak veya yok edici açlık veya sefaletle boğuşan halkın çıkarlarını gözetmek olmadığı da gayet net anlaşılabiliyor. 

Amaçları, olsa olsa, Türkiyeyi yoksullaştırıp, insanları işsizlik ve açlıkla sınayan ekonomi programını sonuna kadar devam ettiren Erdoğan'ın çok yıprandığını bildiklerinden, buna yol açan gerçekleri gizleyip, suçu da ona yükleyerek, ondan kurtulmak olabilir.

Ak Parti, CHP, İYİP, MHP, HDP, Saadet ya da türevleri olan diğer siyasi organizasyonların dışında halkın bir seçenek tartışmasını engellemeye çalışıyorlar. Hedefleri ülkemizdeki mevcut kurulu siyaset düzeneğinin bugünkü haliyle yola devam etmesi.

Kararsızların oy oranının yüzde 30'larda ölçüldüğü, her partinin içinde ciddi oranda oluşan mutsuzlar çoğunluğu hesaba katıldığında, kürsü hakimiyeti olan, halkın anlayacağı sadelikte konuşması ile bilinen bir figürün, yapay ittifaklarla tahkim edilmiş günümüz siyasi arenasında ciddi bir kitleyi peşine takabileceğini fark etmek için çok büyük bir siyaset alimi olmaya gerek yok. 

Bunun, yüksek veya düşük fark etmez, bir ihtimal olduğunu bildiklerinden, şimdilik, Muharrem İnce'nin siyaseten neyi kurmak istediğinden ziyade, onun yıpratıcı ve ezber bozan bir etkiye sahip olan dili ve hitabetinin mevcut siyaset düzleminde yaratabileceği sarsıntıyı önleme derdindeler. 

Belirleyici olansa İnce'nin yaratacağı sarsıntıyla oluşacak yeni siyaset ikliminin karakteri olacaktır. İnce, şimdiden, kendisinin bile öngöremeyeceği bir etki gücüne ulaşabilir. 

1999 kriz koşulları Erdoğan'ı yaratmıştı. Şimdi ise çok ağır bir buhran yaşayan ülkemizde, her cenahtan ana akım partilerin seçmenlerinin bir kısmının partileri tarafından temsil edilemediğini düşündüğü bir ortamda, Muharrem İnce gibi popüler siyasi bir aktörün peşine takabileceği kitleyi ve bunun ülke siyasetinde yol açabileceği sonuçları küçümsemek, ilk başta CHP'deki yönetim ve ülkemizdeki siyaset yapıcıları için yeni bir siyasi hata olarak tarihe geçebilir.


TURGAY DEVELİ

24. DÖNEM ADANA MİLLETVEKİLİ.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen