Ana içeriğe atla

İSKİ Skandalı ve RTÜK Arsası

Hürriyet Gazetesi'nin 17 Eylül 1993 tarihli " Rüşvet SHP'ye böyle aktı" başlıklı manşetini ve o haberi asla unutamam.

Nedeni ise o dönem Yüreğir'de ilçe yönetim kurulu üyesi olduğum SHP, İstanbul'da yüzde 36 oyla kazandığı 1989 seçimlerini, bu manşetin kartopu gibi büyümesi ile 1994 seçimlerinde yüzde 20'ye düşen oyuyla hezimetle kapatmıştı. Sadece İstanbul değil neredeyse bütün belediyeleri kaybetmiştik.

Hatırlanacaktır, olay, İSKİ Genel Müdürü Ergün Göknel'in tamamen 'mevzuata uygun' bir klor ihalesinde rüşvet aldığı iddiasıydı. İddiayı yapan ise eşi Nurdan Erbuğ idi. Erbuğ, eşinin kendisinden ayrılmak için teklif ettiği parayı aldığı rüşvetlerden biriktirdiğini söylemiş ve İsviçre ve ABD bankalarında açılan hesapları ortaya dökmüştü.

Dönemin SHP Genel Başkanı Erdal İnönü bu olay sonrası toplanan Kurultay'da aday bile olmamıştı.

Şimdi bu olayı hatırlamamın nedeni ise 30 yıl aradan sonra aynı 1989'daki SHP gibi Türkiye'deki neredeyse bütün Büyükşehirlerde oy patlaması yapan CHP ve CHP'li başkanların koltuklarda oturduğu belediyelerin üzerine titrememden kaynaklanıyor.

Olur da yine böyle bir skandal yaşanırsa aynı hezimeti tekrar yaşamaktan korkuyorum.

İşte bu nedenle Adana Atatürk caddesi üzerindeki RTÜK arsası olarak bilinen yerin satışına karşı çıkan Adana Milletvekilleri Ayhan Barut ile Müzeyyen Şevkin'in bu çabalarından olumlu bir sonuç almalarını çok istemiştim.

Arsa satıldıktan sonra her ikisini de arayarak, Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan cins tashihi ile vasfının değiştirilerek tapu üzerindeki kamu yararı şerhinin kaldırılması işlemi hakkında ne düşündüklerini öğrenmek istemiş ve bu vesile ile de konu hakkında sayın milletvekillerimize kendi düşüncelerimi aktarma fırsatı bulmuştum.

Yine bu vesile ile TMMOB İKK dönem sekreteri İnşaat Odası Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Uncu'yu da aramış ve üzerinde kamu yararı şerhi bulunan yerin özel mülke dönüştürülerek yaratılan ranta karşı neler yapılabileceğini konuşmuştuk.

Sonuç itibariyle, sayın Milletvekilleri bu konuda bir girişimde bulundular mı, geri dönüş olmadığı için bilmiyorum ama geçmişte şehrin çıkarına her konuda kamu yararı mücadelesi veren TMMOB İKK'sının her nedense bu konuda mahkemeye bile başvurmadığı bilgisini aldım. Kamu çıkarının açıkça çiğnendiği bu dosyayı İKK'nın kuru bir itirazla geçiştirip mahkemeye başvurmaması ise kuşkusuz ayrı bir tartışma konusu olacaktır.

Adana'nın göbeğinde yaratılan rantın miktarı veya bundan kimlerin yararlandığı hesabı içinde değilim.

Yapılan işlem 'mevzuata uygun' da olabilir!

Mesele, CHP'nin yönettiği bir belediyede kamunun çıkarının korunmaması meselesi.

Belediye Meclisi'nde kıl çöp için tartışan gurubu bulunan bütün partilerin ittifakla aldığı bu kararı sayın Başkan " Ben Adanalıların hakkını korurum" diye imzalamaktan imtina edip tekrar meclise iade eder mi?

Böyle düşünmeyip de imzalayarak Vali'ye göndermişse de hiç olmazsa sayın Vali "kendi seçtikleri Adanalıların hakkını koruyamıyor bari ben onlara sahip çıkayım" diyerek dosyayı iade eder mi?

Bunları görmek için fazla beklemeyeceğiz, çünkü günler sayılı.

Adanalıların umudu, şehri yönetenlerin kulaklarının üzerine yatıp olayın unutulmasını beklememesi ve yanlıştan dönmeleri.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...

CHP'nin Üye ve Delegelerini Düşkün mü Sanıyorsunuz?

Bu yazı, CHP üyeleri ve delegeleri başta olmak üzere herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Mutlaka okumanızı isterim. Bunun için de partide kayıtlı bulunan 45 bin kişiye özel olarak SMS aracılığı ile gönderdiğimi baştan söyleyeyim. Bir çok gazete, haber sitesi başta olmak üzere bir çok mecrada yayınlanıyor. Ayrıca kendi kişisel imkanlarımla diğer kanallardan da okunması için Türkiye çapında paylaşıyorum. Konumuz özelde delegelik genelde ise siyaset kurumunu, düşürüldüğü düzeyden kurtarma, aslında itibarını koruma ve iade etme arayışı aynı zamanda. Siyaset, işinde gücünde, siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan herkesin de yaşamını her alanda direkt etkilediğinden, kimse bu konu beni ilgilendirmiyor diyemez. Bu giriş ile birlikte hemen CHP de delege olmayan, yazılmayan, yazılamayanları kutluyorum. En azından isteyip de yazılmadılarsa da, kendilerinin bir talebi ve çabası olmadıysa ve bilerek ve isteyerek 'bu orta oyununun figüranı olmam' diyerek kenarda duranla...

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...