Ana içeriğe atla

*3* Mehmet Başpınar ve yeni nesil zenginleşme

Mehmet Başpınar başlığıyla yazdığım ilk iki yazıda, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren genel olarak iktidar eliyle aktarılan sermaye ile şehrimizde yaratılan zenginlerin servet birikim sürecini anlattım. 1980 sonrasının ise bu ailelerin mülklerinin tasfiyesine dayalı rant düzenine tekabül ettiğini belirtmiştim.

Bu yeni dönemin belirleyicisi ise, tarım alanlarının sanayi siteleri inşa edilmesi için imarlı arsalara dönüştürülmesi. Dolayısıyla da belediyelerin yeni nesil zenginleşme araçları haline getirilmesi.

Kaldığımız yerden devam edecek olursak, Adana'da kim belediye başkanı olursa olsun, bir başarı timsali olarak, her dönemde karşımıza çıkan tek isim Mehmet Başpınar.

İş yapmadığı, dost olmadığı belediye başkanı yok. Hayatı başarı hikayeleriyle dolu biri.

Mehmet Başpınar'ın başarılarını anlatmak için manalı kelimeleri yan yana getirmek ve bir eksik, bir yanlış, bir hata yapmamak ve en güzelini, en hoşunu başarabilmek için çırpınıp durdum.

İmdadıma ise Youtube'de çocuk şarkılarına kısa filmler çekip yayınlayan Onur Erol'un "BİM BAM" şarkısını seslendirdiği video yetişti.

"Ahhha işte tam da bu..." nidaları arasında izlediğim videoyu siz de bulup izlemelisiniz. Ama, "sayın yazar kardeşim, tamam her yazdığını dikkatle okuyoruz ve verdiğin bilgilerle şehrimizde nelerin döndüğünü, senin aracılığınla öğreniyoruz da, o işi de bizim için yapıverseydin ya!'" diyecek okurlarım için bir kupleyi burada paylaşarak onlara karşı yüzümü kara çıkarmadığımı umuyorum.

'Hacıyatmaz' diye de bilinen şarkının adı 'Bim bam'.
Sözleri ise şöyle;

"Hacıyatmaz o bir cambaz
Hacıyatmaz o bir cambaz
Yolu şaşmaz bim bam bim bam
Dağları koy, aşar geçer, maşallah
Denizleri yüzer geçer, maşallah"

***
Başarıları duyan her hemşerisinin gurur vesilesi olan, kendisinin dilden dile dolaşan yatırım başarılarını bir sonraki yazıda anlatmaya devam edeceğim ama,' bu kadar mı yani?' diyenleri de merakta bırakmamak lazım;

" Hacı yatmaz, o bir cambaz, dağları koy aşar geçer, maşallah' diyen şarkı sözlerindeki gibi her aldığı tarlayı bir sanayi sitesi imarlı arsaya dönüştürme başarısı gösteren Mehmet Başpınar'ı ben de kutluyorum.

40 yılı aşkın bir süre zirvede kalmak, her istediği imar değişikliğini, her biri ayrı bir fenomen olan Aytaç Durak, Zihni Aldırmaz ve Hüseyin Sözlü dönemlerinde gerçekleştirebilmek ise hiç kuşkusuz ki, mucizeden de öte bir yeteneği gerektiriyor.

Benim eksiğim ise, Mehmet Başpınar'ın, bu yeteneğinin ne olduğunu henüz çözememiş olmak...

Devam edeceğim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen