Ana içeriğe atla

CHP'yi Halkın Elinden Alıyorlar

CHP, Kurultay yolunda, büyük yaralar alarak ilerliyor.

Tarihte örneği var mı bilmiyorum ama dayatma ve zor ile ilk defa aday çıkması engellendi.

Ankara, İstanbul, İzmir'den sonra Adana'da da mahalle delegelerinden başlayarak ilçe, il ve Kurultay Delegelerin 'tek elden' yazılıp, iradenin tekleştirilmesi, partinin çoğulcu demokratik yapısına ağır bir darbe vurdu.

CHP'de siyasetin, el sıkışmanın, demokrasinin, parti içi hukuk ve yarışmanın ortadan kaldırılışına ve katı karanlık bir nobranlığın partinin üzerine çökerek, adım adım, onu teslim alışını izliyoruz.

Akıl almaz orantısızlıkta iki güç, parti tabanını çaresiz ve umutsuz kılıyor.

Birincisi Genel Merkezdekiler, buranın mutemetliğini yapanlara "ne yapın edin 30 kurultay delegesini yazın" demiş anlaşılan. İster aday bile çıkmasına izin vermeyecek şekilde yazılan delegeler le ya da bunu iyilikle mümkün kılabilecek elinde havuç taşıyanlar sayesinde...

Parti içi demokratik düzeni yerle bir edecek iradeye dönüşen bu güç, her siyasetçiyi zehirleme kapasitesine sahip.  Korktuğum ve endişelerimi anlatarak uyarmaya çalıştığım şey, bu gücü kimin kullanıp kullanmayacağı ile ilgili değil, bu gücü kim kullanırsa kullansın, kötülüğün merkezine yerleşeceği ve kötülüğü kontrol edeceğidir.

Bundan sonra, Genel Merkez'de oturan kim olursa olsun, asla bu gücü üyeye geri devretmeyecektir. Şimdikiler bir şekilde gitse, değişse, kendi içlerinde nöbet değişimi yapsalar da, Genel Merkezin ruhunu ele geçiren nobranlık, artık, asla, yarattıkları bu içtihattan geri adım atmayacaktır.

Şimdiye kadar, çeşitli yerel eleştiriler ve baskıcı, uygulamalarla karşılaşılsa da bunlar lokal kalıyor, kısmen demokratik bir şekilde yazılan üye- delege seçimi ilişkisi parti içi hukuku toptan devreden çıkaramıyordu.

Bu ilk oldu. Parti içinde kurulan emir komuta düzeni, ele geçirenin asla iade etmeyeceği kesinlikle, parti içi yöneticilerin bürokratlaşmasına, ardından da klanlaşarak parti içi yarışı sonsuza kadar yok etmenin kapısını aralamıştır.

Bunu yapan, sessiz kalarak onay veren, görmeyen, umursamayan, delege, yönetici, Milletvekili, Belediye Başkanı, PM üyesi ya da MYK üyesi olan ya da olmayı hedefleyenler;  partiyi yöneteme gücünü, başkasının hakkını elinden alarak şimdilik başarılı sayabilirsiniz kendinizi.Bu gücü oluşturan, tahkim eden ve şimdi kullananların niyetini iyi ya da köt olarak sorgulamıyorum; kendi partilisini ezip yok ederek hedefine ulaşmaya çalışanların bu yaptıklarının, şu anda yaşanılanların, inanın gelecekte olacakların yanında çok masumane kalacağına ilişkin derin endişelerimi anlatıyorum.

Partimize, CHP'ye daha büyük bir saldırı yapılsa nasıl yapılırdı acaba !?
CHP 'yi halkın, üyenin elinden çekip alıyorlar.
Delege, seçim, demokrasi, parti içi hukuk diye diye, hepsini de teker teker yok ederek CHP'yi geri dönülmez bir yola sokuyorlar.

Asıl dramatik olanı, CHP'siz bir Türkiye'ye çok daha yazık olacak.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CHP'de nasıl kurultay delegesi olunuyor?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm il kongrelerini, 4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak kurultaya giden yolun taşlarını döşemeleri sebebiyle yakından izliyor, kimlerin başkan, kimlerin kurultay delegesi yapıldığını isim isim takip ediyorum. Bu ilgim, illerde oluşturulan kurultay delegasyonunun zihni kolonlarını inceleyerek bu inşa sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yapının kurultayda nasıl bir irade ortaya koyacağını ve dolayısıyla oluşacak iradenin partinin iktidar olamama sorununa çözüm üretip üret(e)meyeceğini anlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adana kongresi henüz yapılmadığı için kimin il başkanı ve kimlerin de kurultay delegesi olacağı henüz listelenmemiş durumda. Buraya (Adana'ya) ilişkin söz hakkımız baki kalmak kaydıyla merak edenler için ifade etmeliyim ki, tüm Türkiye'de, öteden beri hep olduğu gibi, kongrelerde maalesef çok az siyaset konuşuluyor. İllerdeki kongrelerde temel motivasyon, kalemi elinde bulunduranların aldıkları temsil vekâletinin

Kalıp

Herhalde dünyadaki, ülkemiz, bölgemiz ve hatta şehrimizdeki bütün zenginliği paylaşan bir avuç kişinin en büyük korkusu, bir gün, neyi nasıl düşüneceğimizi, neye nasıl tepki vereceğimizi; neyin ahlaki, neyin kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğuna dair zihnimize çizdikleri sınırları aşmaya cüret edebileceğimiz olmalı...   Korkularının bir gün gerçeğe dönüşmemesi için ise, yerelden başlayarak bütün yerküreye yayılmış televizyonları, gazeteleri, sosyal medyaları, haberleri ile her saniye neye gülmemiz, neye üzülmemiz ve hatta nasıl eğlenmemiz gerektiğine dair alt metinlerle dolu filmler, belgeseller, diziler çekip yayınlıyorlar. Bu sınırları zorlayanları terörist, farklı düşünenleri 'aşırı uç' olarak ilan edecek kanaat önderleri yaratıp besliyorlar. Kendilerine muhalif olanların bir kısmını deli olarak damgalayıp toplum dışına, kanun diye yazdıkları talimnamelere uymayanları da çıkarlarını korumak için tesis edilmiş mahkemeler eliyle cezaevlerine atıyorlar. Bütün bu işleyiş

Deli gömleği...

Yerel seçimler, bir çoğunu yakından tanıdığım çok sayıda ismin yeniden yahut ilk kez seçilerek belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla, benim de üyesi olduğum CHP'nin 'zaferiyle' sonuçlandı. Bu vesileyle seçilen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum. ... Yerel seçimlerde yurttaşların tercihlerini belirleyen temel dinamiğin, emekli maaşlarının ve asgari ücretin enflasyona yenik düşmesi sonucu iyice hissedilir hale gelen yoksulluk olduğu görülüyor. Seçilen belediye başkanlarının ücret artışları noktasında ellerinden bir şey gelmeyeceği bilinerek yapılan bu tercihi ise biriken öfkenin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu durumda bu öfke patlamasının sofralara tek etkisi (o da olursa), yoksulluğun etkilerini ancak hafifletebilecek olan sosyal yardımların muhalif belediyeler kanalıyla arttırılması olabilecektir. Yerel seçim sonuçlarını, bir yönüyle ve kısmen, genel iktidara yürümesi için CHP'ye verilen bir avans olarak görmek mümkün. Milli görüş’ün yerelden gen