Ana içeriğe atla

CHP'de İkircikli, Utangaç, Gizli Niyetli Kurultay Tartışması mı Yapılıyor?

Bütün insanlık Corona virüsü salgını dolayısıyla can derdine düşmüşken, bizler de bununla ilgili asgari korunma ve tedbirlerimizi almış olarak, ertelense de yapılacak olan CHP Kurultayı ile ilgili tartışılması gereken birkaç konuyu sizlerle paylaşmak istedim.

Genel Başkanımıza en ağır hakaretleri eden Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan'a sözlerini aynen iade ederek başta parti tabanı olmak üzere vatandaşın "içinin yağını eriten" konuşmasıyla CHP Grup Başkan vekili, 24. dönemden Milletvekili arkadaşım sayın Engin Özkoç'un Ağustos 2019 tarihli aşağıdaki açıklamasını izninizle tartışmaya açmak istiyorum. Bir çoğunuz okumuştur.


“Peki biz bu sistemin değiştirilmesini isterken, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde kendi siyasi partimizi de tekrar yapılandırmamız gerek mi? Daha güçlü bir parlamenter sistem için geçmişinden ders alan, gelecekte ülkenin hedeflerine ulaşabilmesi için daha kapsayıcı siyasi parti olma yolunda adım atmamız gerekiyor. Bunun için de CHP’nin kendi programını gözden geçirip arzu ettiğimiz güçlü parlamenter sisteme hazır hale gelmemiz gerekiyor. Programımızın yeni Türkiye’nin geleceğine uygun bir şekilde yeniden yapılmasını sağlayacağız. Altı Ok’un kapsayıcılığına bir daha bakacağız. Milliyetçilik, devletçilik, halkçılık, bunların hepsini ülkenin koşullarına uygun olarak tanımlarken, özünü ve varlık nedenini kaybetmeden 21. yüzyıl hedeflerini içeren şekilde yeniden ele alacağız.”


Bu açıklamadan sonra Ocak 2020 tarihinde de bunları destekleyen bir açıklaması daha oldu. İlk açıklamadan daha dar ama ona atıfta bulunan bu açıklamalara parti yönetiminden her hangi bir eleştiri ya da destek de gelmedi. Son olarak, Erdoğan'a kendi sözleri ile yanıt verdiği tartışmalı Meclis toplantısı sonrası gittiği Sakarya'da da bu sözlerini teyit amaçlı konuştu.


Hemen eklemeliyim ki, Sayın Özkoç Gurup Başkan vekili olarak TMMM' de yasama çalışmalarında sayın Genel Başkana vekaleten görev yapıyor ve CHP adına Meclis çalışmalarını yürütüyor.


Yukarıda yaptığı açıklamalarla dile getirdiği konular ise tamamen CHP Parti Meclisi ve MYK ile aslında Sayın Genel Başkanın iradesine matuf konular.


Sayın Grup Başkan vekilimiz tamamen kendi düşüncesini izah etmiş durumda. Bu konuda PM, MYK ve tabii ki sayın Kılıçdaroğlu ne düşünüyor bilmiyoruz.


Dolayısıyla buradan yapacağımız değerlendirme de sadece sayın Özkoç'un fikirlerini paylaşmasına dayalı.


Öncelikli olarak söylemeliyim ki, sayın Özkoç'un ileri sürdüğü düşünce ve beyan ettiği irade, bir niyet. Kullandığı eril dil ve kendisine biçtiği rol ile parti içindeki görevi ile ulaşmak istediği amaç ise orantısız. Orta yerde bir terslik var.


Bunlar neler?


"Bakacağız, sağlayacağız, ele alacağız" ile biten cümleler, sadece Grup Başkan vekili görevinde bulunan Sayın Özkoç'un çok üstünde bir takdir ve onay yetkisini gerektirir. Sayın Özkoç'un istencinin iradeye dönüşebilmesi için, PM ve MYK ile tabii ki sayın Genel Başkan dahil olmak üzere hepsinin de üzerinde Kurultay delegelerinin iradelerinin tekleşmesi gerek.


Sayın Özkoç açıklamalarına dokuz aydan bu yana düzenli aralıklarla devam ediyor. Parti yönetimi sessiz. Bu bir kabul mu, bırakalım tartışılsın anlayışı mı? Yaygın kullanımı ile kamuoyu oluşturma, parti tabanını hazırlama politikası mı, bilmiyoruz.


Üçüncüsü ise 'Sayın Gurup Başkan vekilimiz Engin Özkoç'un sözlerini kimse duymamış ya da ciddiye almıyorlar ki yanıt vermiyorlar' seçeneğidir ki bu da olanaksız olduğundan ilk iki seçeneği tartışmamız gerekiyor. Şimdi Kurultayın ileri bir tarihe ertelenmesi ile birlikte bu temel konuları tartışmak için zaman aralığı fırsatı oluştu.


Başta Kurultay Delegeleri olmak üzere CHP'lilerin Sayın Özkoç'tan beklentisi, muğlak ve her tarafa çekilebilir sözlerini netleştirmesi. Sayın Özkoç çok renkli, çok kültürlü, dini aidiyetlerin dillendirildiği bir CHP yapılanması arzu ediyor ve bunu 6 ok üzerinden tartışmaya açıyorsa, "CHP nin vakfa dönüştürülmesi" temelli bu tartışmaları yapan ve bunun mücadelesini veren arkadaşlarımız zaten şu anda yönetimdeler. 


Parti MYK'sı bu düşünceyi yazan, tartışan, bu amaçla parti kurmak için yola çıkan ve sonradan CHP içinde siyaset yapma kararı alarak parti iradesini belirleme yetisinde olan arkadaşlarımızdan oluşuyor. Parti programında açıkça' piyasacıyız' diye yazıldığına göre, eksik olan nedir anlayamadım?


Yok eğer sayın Özkoç bu düşüncenin karşısında olan, devrimci, dünyaya anti emperyalist açıdan bakan ve onun bugünkü uygulama modeli olan neoliberal, küreselci anlayışa karşı bir çizgide ve bağımsız ve planlamacı bir ekonomi politika yanlısıysa bunu da açıkça söylemeliydi ki, zaten bunu kast etmiş olsaydı şimdiye kadar parti yönetimince çoktan uyarılır, ilk konuşmasının ardından ikinci ve üçüncü tekrarlar gelmezdi!


Sayın Özkoç'un niyet beyanı üzerinden yapılan tartışmalar CHP'ye yakışmıyor. Erdoğan'a karşı (haklı) sözleriyle popülerleşen bir Grup Başkan Vekilinin arkasına saklanarak "gizliden!" parti programı tartıştırılıyor ve sessiz kalarak da kurultay delegeleri nezdinde parti tabanının nabzını ölçülüyorsa, ikircikli, utangaç, gizli niyetli üslup devlet kurup, ümmetten ulus yaratan partinin iktidar katında oturanlara bir şey kazandırmaz. 


Hayalinizi ve diğer seçenekleri bir başka yazıda tartışırız.


Turgay Develi

24. Dönem Adana Milletvekili.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...

CHP'nin Üye ve Delegelerini Düşkün mü Sanıyorsunuz?

Bu yazı, CHP üyeleri ve delegeleri başta olmak üzere herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Mutlaka okumanızı isterim. Bunun için de partide kayıtlı bulunan 45 bin kişiye özel olarak SMS aracılığı ile gönderdiğimi baştan söyleyeyim. Bir çok gazete, haber sitesi başta olmak üzere bir çok mecrada yayınlanıyor. Ayrıca kendi kişisel imkanlarımla diğer kanallardan da okunması için Türkiye çapında paylaşıyorum. Konumuz özelde delegelik genelde ise siyaset kurumunu, düşürüldüğü düzeyden kurtarma, aslında itibarını koruma ve iade etme arayışı aynı zamanda. Siyaset, işinde gücünde, siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan herkesin de yaşamını her alanda direkt etkilediğinden, kimse bu konu beni ilgilendirmiyor diyemez. Bu giriş ile birlikte hemen CHP de delege olmayan, yazılmayan, yazılamayanları kutluyorum. En azından isteyip de yazılmadılarsa da, kendilerinin bir talebi ve çabası olmadıysa ve bilerek ve isteyerek 'bu orta oyununun figüranı olmam' diyerek kenarda duranla...

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...