Ana içeriğe atla

CHP'li Belediyede Aytaç Durak Aklı Mı?!


CHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Stratejik Plan'ında Adnan Menderes, Ali Sepici ve Aytaç Durak gibi CHP ve CHP'lilerin hayatları boyunca mücadele ettiği isimlere "güzelleme" yapılması ne anlama geliyor?

Bu konuya devam edeceğim. Ama bunun için de fikri sınırları netleştirmemiz gerek.

Ülkemizde iki ana akım siyasi gelenek var; ilki Atatürk’ün kurduğu CHP, diğeri de bunun içinden çıkan Celal Bayar, Adnan Menderes ile simgeleşen Demokrat Parti ve daha sonra Süleyman Demirel ile Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi.

Ak Parti bu her iki ana akımdan da beslenen, islamın siyasetteki misyonunu kabartan dili ile tam bir dönemsel hareket. Siyasetteki kalıcılık ve karşılığı, Necmettin Erbakan veya Alparslan Türkeş’ten bile daha etkisiz olacak. Kuşkusuz bu başka bir yazı konusunu hak ediyor ama bu etkisizlik ülkeye verdiği zarar ile ters orantılı. Aynı ANAP gibi. Bugün esamesi okunmuyorsa da 24 Ocak kararları ve bununla başlayan süreç, ülkemizin ekonomik yıkımı ve kürsel sisteme ilk çapa olması açısından tarihsel öneme sahip.

2000’li yılların hemen başında Kemal Derviş eliyle çıkarılan yasalarla ekonomimiz İMF ve Dünya Bankası kontrolüne devredilip, Derviş de daha sonra CHP’ye ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı yapılarak CHP de piyasacılar zincirine eklendiyse de, devrimci, bağımsızlıkçı, planlamacı bir damar CHP’de hep var oldu.

Şimdi bu değerlendirme ışığında CHP Kurultayı yol ayrımında.

Piyasacı, neo-liberal ekonomi politikaları savunarak küreselci zincirin halkası olmaya devam mı edilecek yoksa bu anlayış tasfiye mi edilecek?

Belirleyici olan ekonomi politikalardır. Bu politikalar Kurultayda mahkum edilip bağımsızlıkçı, planlamacı politikalar savunulmadıkça kimin Genel Başkan, kimin MYK üyesi kimin PM üyesi kimlerin de Kurultay Delegesi olduğunun önemi yoktur.

Bu gerçekler ışıgında gelelim Adana bahsine. 100 yıllık Cumhuriyet yıkılırken buna hizmet eden iradenin Adana’da, hem de başında 600 binden fazla oy alan CHP’li bir başkanın bulunduğu belediyede, CHP’nin karşı çıktığı ve mücadelesini de bunun üzerine kurduğu siyasal söylemlerin ‘stratejik plan’ belgesine zafer nişanesi gibi işlenmesi neye işarettir?

CHP, Demokrat Parti ve Adnan Menderes’in siyasal anlayışına karşıdır. CHP, Adalet Partisi’nin ve dolayısıyla ANAP ve Ak Parti’nin siyasal anlayışına da karşıdır. Bu ortak siyasal çizginin ülkemizin çıkarları ile ters düştüğünü, uyguladıkları ekonomi politikalarının halkımızın içler acısı durumunun sorumlusu olduğuna inanır her CHP’li.

Adana Belediye Meclisi’nde kabul edilen stratejik planda yapılan aşağıdaki değerlendirme, ülkemizin ve şehrimizin kaynaklarını peşkeş çekmekten öte bir anlam ifade etmiyorsa, ve bütün halkımız başta olmak üzere bu uygulamalar bu şehre zarar verdiyse, CHP’liler yaklaşık 30 yıldan bu yana bu anlayışın değişmesi için mücadele edip Belediye seçimlerini kazandıysa, bu güzellemeleri okusunlar diye mi?

Birlikte okuyalım bakalım, ben mi yanılıyorum;

“(…)Büyük göç dalgalarının ardı arkası kesilmiyordu. Adana‘yı her yönü ile bir Amerika‘ daki bir eyalete benzetmeyi hedeflemiş olan Başbakan Adnan Menderes’in özel ilgisiyle 1957-60 yılları arasında alışılmadık altyapılar gerçekleştirildi. Ana kanalizasyon sisteminde büz ve açık isale kanalları yerine kapalı betonarme sisteme geçilerek şebeke genişletildi. Başkan Ali Sepici’ye (Adalet Partili Belediye Başkanı. TD.) büyük itibar sağlayan süreçte yüzlerce bina istimlak edilip ordu araçlarının da yardımı ile yıkılarak Özler Caddesi genişletildi. Tamamen iskan altında olan Yeni Cami ile Yüzme Havuzu arası açılarak yeniden inşa edilen Ziyapaşa Bulvarı‘na bağlandı. Adnan Menderes Bulvarı, Yeni Adana, Gecekondu'ya Alternatif Belediye Konutları, Belediye Şirketi aracılığı ile başlatılan sosyal konut hamleleri, çöp toplama temizlik, vergi, toplu taşıma ve sair hizmetlerin özelleştirilmesi gibi Türk Belediyecilik Tarihine damga vurmuş birçok önemli atılım, 1984-1989 yılları arasında gerçekleştirildi”

CHP'li Ege Bagatur ve Selahattin Çolak'ın yaptığı tarihsel öneme sahip kalıcı hizmetler yok sayılmış!

Adana’yı bilenler, stratejik belgedeki bu yazılanların ne anlama geldiğini biliyor, diğer CHP’liler gibi ben de cevap verilmesini isterdim?

Sahi bu belgeyi kim hazırladı, kim okuyup kontrol etti, kim meclise sundu ve onaylanmasını istedi?

Başkan Zeydan Karalar'ın tüm bunlardan haberi olduğunu ve bu süreçte dahlinin olduğunu sanmıyorum; çünkü buna izin vermezdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...

Yeni gerçeklikler...

Eger barış süreci akamete uğramaz, uğratılmaz, yani alt kimlik milliyetçiliğinin siyaset üzerinde yaptığı serap etkisi dağılırsa ortaya çıkacak sosyolojik iklim, siyasetteki tıkanıklığı açacak seçeneklerin oluşmasının önünü açabilir. Aslında barış sürecinin de siyasi, ekonomik ve jeopolitik tıkanmaların bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Eski hikayeler albenisini kaybettikçe anlatıcılarının özgül ağırlığı da ortadan kayboluyor, farklı yollar aranması kaçınılmaz oluyor. Aynı emareler muhafazakar-laik çatışmasını kaşımanın ekonomik resmin üzerini örtmeye yetmemesi gerçeğinin ayyuka çıkması konusunda da görülebilir. Ama oralara şimdi girmeyelim... Alt kimlik tartışmalarının olmadığı bir Türkiye, siyasetin elle tutulur konular tartışılarak yapılmasını gerektiren bir ortama zemin hazırlayacaktır, en azından umudumuz o yönde. Böyle bir Türkiye'nin siyasi haritası nasıl görünür diye merak edenler varsa, son Almanya seçimlerine bir göz atmalarını öneririm. Sosyal Demokrasi'nin, anavat...

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...