Ana içeriğe atla

RTÜK Arazisi ve Küçük Dikili'den sonra Şimdi de Real Bölgesinde İmar Oyunları...

"Adana Büyük Şehir Belediyesi'ne açık mektup" başlığıyla, siyasette, belediyelerde, bürokraside herkesin ahlaklı, erdemli ve dürüst olduğunu düşündüğümü belirttiğim bir yazı yayınlamıştım.

Konunun teknik detayına girmeden, başlangıcı 1980'li yılların ortasına dayanan bu işlemi 4 maddede de özetlemiştim. Yapılan nazım imar plan revizyonu sonucu ortaya çıkacak yüz milyonlarca liralık rantı kimlerin paylaşacağı ile ilgilenmediğimi de yazmıştım.

Benim dikkatimi yoğunlaştırdığım şey, üyesi olduğum ve kazanılması için emek verdiğim CHP'li bir belediyede sayın Kılıçdaroğlu'nun, hemen her konuşmasında ısrarla altını çizdiği "Belediyeleri rant dağıtma merkezi olmaktan çıkarmalıyız" sözlerinin hilafına işlem tesis edilip edilmediği.

Gösterdiğim hassasiyetin nedeni ise, o dönemde yöneticisi olduğum, Ergün Göknel'in eşi ve sevgilisiyle arasında kalan SHP'nin uğradığı hezimeti her CHP'li gibi benim de unutamamam elbette.

Milletvekilliğini yapıp, halen de üyesi olduğum partim CHP'nin, İSKİ skandalından 30 yıl sonra kazanılan belediyelerin onurlu, dürüst, çalışkan olduğunu düşündüğüm yöneticilerinin üzerine titrememin sebebi, en ufak bir yanlışlarının sadece Adana'da değil ülke çapında CHP'ye umut bağlayan, oy veren milyonlarca insanın geleceğini karartacağını, umutlarını söndüreceği korkusu.

Durumun hassasiyetini böylece ortaya koyduktan sonra ilk yazımın ardından ulaşan yeni bilgilere göre, sorularımızı sormaya devam edelim;

1-Mahkeme, Adana'nın Real bölgesindeki 1/5000 binlik nazım imar planını hangi gerekçeyle bozdu?

2- Büyükşehir Meclisi'nin, mahkemenin bozma işleminden sonra 12,08,2021 tarih ve 67597785-105-04-199 sayılı kararı ile meclisten geçirdiği nazım imar planı revizyonu tesis edilen işlem ve gerekçesi, dayanağı ne?

3-Büyük Şehir Meclisi'nde kabul edilip, askıya çıkarılan plandaki değişikliklere gerekçe gösterilen mahkeme kararı dosya ekinde neden yok?

Bu soruların yanıtları ortaya çıktığında, Adana Büyük Şehir Belediyesi'ni kimlerin yönettiğini de öğrenmiş olacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...

CHP'nin Üye ve Delegelerini Düşkün mü Sanıyorsunuz?

Bu yazı, CHP üyeleri ve delegeleri başta olmak üzere herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Mutlaka okumanızı isterim. Bunun için de partide kayıtlı bulunan 45 bin kişiye özel olarak SMS aracılığı ile gönderdiğimi baştan söyleyeyim. Bir çok gazete, haber sitesi başta olmak üzere bir çok mecrada yayınlanıyor. Ayrıca kendi kişisel imkanlarımla diğer kanallardan da okunması için Türkiye çapında paylaşıyorum. Konumuz özelde delegelik genelde ise siyaset kurumunu, düşürüldüğü düzeyden kurtarma, aslında itibarını koruma ve iade etme arayışı aynı zamanda. Siyaset, işinde gücünde, siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan herkesin de yaşamını her alanda direkt etkilediğinden, kimse bu konu beni ilgilendirmiyor diyemez. Bu giriş ile birlikte hemen CHP de delege olmayan, yazılmayan, yazılamayanları kutluyorum. En azından isteyip de yazılmadılarsa da, kendilerinin bir talebi ve çabası olmadıysa ve bilerek ve isteyerek 'bu orta oyununun figüranı olmam' diyerek kenarda duranla...

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...