Ana içeriğe atla

CHP Hırsızları Saklamaz, Saklamamalı...

4 Aralık günü CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Mersin'de, ahlak, fazilet, erdemden söz edecek, ülkemizin nasıl yağmalandığını anlatacak ve AKP iktidarından kurtulmak isteyen vatandaşların CHP'ye oy vermelerini isteyecek. Çok da haklı. Ülkemiz soyuluyor.

Ben de hem bir CHP üyesi hem de 24. dönemde milletvekilliği görevinde bulunmuş biri ve hem de gazeteci olarak olarak bu talanlara ilişkin tespitlerimi kamuoyu ile paylaşıyorum. Verdiğim örneklerle hırsızın kartvizitinde hangi partili yazdığına bakmayın, alnında ne yazdığına bakın diye uyarıyorum.

'Heey, belediyeler soyuluyor' başlıklı son yazımın ana fikri de;

CHP'li Seyhan Belediyesi'nde, Mimar Neşe Çetin'in çizdiği, (şimdilik bildiğimiz ve şikayete de konu olan toplam 5 müteahhitlik şirketinin 12 ayrı dosyasının) imar müdürü ve belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan kız kardeşi Neriman Çetiner ile daha sonra belediye başkan yardımcısı ve halen belediye meclis üyesi de olan Ulaş Toros'un yetkili olduğu dönemde, mevzuat ve yönetmeliklere aykırı yapılan iş ve işlemleri kapsıyordu.

Seyhan Belediyesi'nde mühendis olarak çalışan Berkay Duran'ın, Şubat/Mart 2017 aylarında yazdığı itiraf niteliğindeki şikayet/ihbar dilekçesi ile ortaya çıkan ve halen yargılaması yapılan dosyanın en ilginç detaylarından birisi de o dönemde belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan, şimdinin büyük şehir belediye genel sekreter yardımcısı avukat Türkan Eşli'nin, kentsel geri dönüşüm çerçevesinde hak sahibi olduğu binanın diğerlerinin aksine, tek istisna olarak iskanını almış olması!

Bu kapsamda devam edecek olursak;

1- Seyhan Belediyesi, şikayete de konu olan bu işlemler sırasında sorumlu makamda oturan, aynı dönemde hem imar müdürlüğü hem de sonradan başkan yardımcılığı görevinde bulunan Neriman Çetiner hakkında neden bir suç duyurusunda bulunmamıştır?

2- 5 müteahhitlik firmasının 12 dosyasının, şikayete konu olup, paralel projelerle yapıldığı ortaya çıkınca, Seyhan Belediyesi bununla ilgili;

a- Bazılarında, onaylanan projeden 10 bin metrekareden fazla kapalı alan yaratılan bu inşaatlara, imar affının çıkıp bundan yararlandığı süreye kadar, neden ceza kesip yaptırım uygulamamıştır?

b- Avukat Türkan Eşli'nin daire sahibi olduğu bina da da onaylı projenin dışına çıkılarak fazladan üretim yapıldığı ve bu itibarla kaçak diye tabir edilen fazlalıklar olmasına rağmen, bu bina, diğerlerine tanınmayan bir imtiyazla nasıl iskan alabilmiştir?

Bir önceki dönemde gerçekleşmiş bu iş ve işlemlerle ilgili olarak hem o dönemdeki hem de şimdi görevde bulunan ve ismi burada geçen herkese açık çağrıda bulunuyorum;

Rüşvetin, iltimasın, haksız zenginleşmenin, yetkiliyken dürüst kalamamanın açık nişanesi olan anlattığım bu olaylarla ilgili tek kelime yalan, yanlış, iftira var ise ister bunu kamuoyu ile paylaşın isterseniz hakkımda suç duyurusunda bulunun.

Ama lütfen, bu garip halkın oylarıyla oturtulduğunuz koltuklarda yaptığınız, izin verdiğiniz, göz yumduğunuz her şey apaçık orta yerde dururken hala partim CHP'nin arkasına saklanmayınız.

CHP başta olmak üzere hiç bir siyasi parti hırsızları saklamaz, saklamamalı. Siyaset arınmalı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...

Yeni gerçeklikler...

Eger barış süreci akamete uğramaz, uğratılmaz, yani alt kimlik milliyetçiliğinin siyaset üzerinde yaptığı serap etkisi dağılırsa ortaya çıkacak sosyolojik iklim, siyasetteki tıkanıklığı açacak seçeneklerin oluşmasının önünü açabilir. Aslında barış sürecinin de siyasi, ekonomik ve jeopolitik tıkanmaların bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Eski hikayeler albenisini kaybettikçe anlatıcılarının özgül ağırlığı da ortadan kayboluyor, farklı yollar aranması kaçınılmaz oluyor. Aynı emareler muhafazakar-laik çatışmasını kaşımanın ekonomik resmin üzerini örtmeye yetmemesi gerçeğinin ayyuka çıkması konusunda da görülebilir. Ama oralara şimdi girmeyelim... Alt kimlik tartışmalarının olmadığı bir Türkiye, siyasetin elle tutulur konular tartışılarak yapılmasını gerektiren bir ortama zemin hazırlayacaktır, en azından umudumuz o yönde. Böyle bir Türkiye'nin siyasi haritası nasıl görünür diye merak edenler varsa, son Almanya seçimlerine bir göz atmalarını öneririm. Sosyal Demokrasi'nin, anavat...

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...