Ana içeriğe atla

Vali Süleyman Elban'a açık çağrı

Sayın Vali Süleyman Elban ile ilk görüşmemizden itibaren, bende kendisinin şehrimiz için iyi ve kalıcı hizmetler üretmek için çalışan biri olduğu kanaati yerleşmişti.

Göreve geldiği günden bu güne kadarki tavır, davranış ve ilişkilerindeki açıklık, yurttaşlarla kurduğu eşit ve samimi ilişki, yüksek kalitede bir devlet adamı kumaşına sahip olduğu kanaatimi güçlendirdi.

Herkesin hukukun önünde eşit ve yurttaşlıktan doğan haklarının kanunlarla korunduğu şehrimizde, yasama, yargı, yürütmeden sonra gelen dördüncü kuvvet olan basın da görevini layıkıyla yerine getirme imkanına sahip.

Eski bir milletvekili ve halen aktif bir gazeteci/yazar olarak, toplumun düzeni sarsacak, yıkacak, meşruiyetini sorgulatacak, kitleleri huzursuz edecek, açık haksızlık ve hukuksuzlukları gündeme getiren, her biri somut bulgu ve belgelere dayalı konuları dile getiriyorum.

Kirli ilişkilerle örülmüş bu dosyalarda hemşerilerimizin yenen hakları, attıkları ya da atmadıkları imzalar veya kamudaki konumları dolayısıyla haksız kazanç sağlayanların, bunu nasıl yaptıkları tek tek anlatılıyor.

Belediye Meclislerinde, bürokraside ve dışarıdan sağlanan hizmetlerde kişiden kişiye, firmadan firmaya, konudan konuya farklı karar veren, atılan ya da atılmayan imzalarla bu kirli ilişkiler sonucu menfaat sağlayanlar, endişem odur ki, belediye meclislerinde üyeleri bulunan çoğu partiye sızmış ve orada kararları etkileyen çoğunluğa ulaşmış durumdalar.

Muhatapları kulaklarının üstüne yatarak duymamış, görmemiş gibi yapsalar da;

1- RTÜK arsası olarak da bilinen Atatürk caddesi üzerindeki 3 bin metrekareden fazla bir alanın nev'inin değiştirilmesi suretiyle kamuya tahsisli alandan çıkarılıp özel sağlık alanı tesis edilmesi;

2- Real bölgesi olarak bilinen yerde, Büyükşehir Belediyesi'nin yetkili bürokratlarının hazırladığı ve Büyükşehir Belediye Meclisi'nin, 12.08.2021 tarih ve 67597785-105-04-199 sayılı kararı ile bahse konu plan içerisinde bulunan, 11534 ada/1-2 parselde yapılan imar değişikliği;

3- Seyhan Belediyesi'nde bir ihbar/şikayet ile ortaya çıkan, 5 müteahhitlik şirketinin 12 dosyasını kapsayan ve aralarında Ulaş Toros, Hıdır Çak, Neriman Çetiner ve kız kardeşi mimar Neşe Çetin'in adının karıştığı skandalda, Belediye Başkan yardımcısı ve dönemin İmar müdürlerinden Neriman Çetiner ile ilgili her hangi bir suç duyurusunda bulunulmaması;

4- Aynı dosya kapsamında bulunduğu halde, (imar affına kadar geçen sürede her hangi bir yasal işlem yapılmayarak 5 müteahhitin korunduğu da açıkken) dönemin Seyhan Belediye Başkan yardımcısı, şimdinin Büyük Şehir Belediye Genel Sekreter yardımcısı Avukat Türkan Eşli'nin daire sahibi olduğu binaya nasıl bir ayrıcalık tanınarak iskan verildiği sorusu yanıt bekliyor.

***
İçinde birden çok haksızlık ve hukuksuzluk bulunan ve benim de yakından takip ettiğim bu üç dosyanın akıbeti, şehrimizde yaşayan on binlerce hemşerimiz tarafından da merak ve endişe ile izleniyor.

Sonuç olarak, kamuoyu, sayın Süleyman Elban'ın müktesabatı da gereği yabancısı olmadığı bu konu ve dosyalarla ilgili olarak göstereceği hassasiyete güveniyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beşiktaşlılar üzülmeyin, ADS sizin için de var...

Süper liği takip eden futbol taraftarları arasında Beşiktaş'ın küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş ADS'ye yenilmesi futbol ile ilgili ilgisiz bir çok kesimde dikkat çekmiştir. Bu yenilgiye şaşıran ve de özellikle üzülenler çoğunluktadır. Ama şaşıran ve üzülenler başta olmak üzere herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki Beşiktaş sadece bir futbol kulübüne karşı değil çok zor zamanlarda ve ancak tarihin belli dönemlerinde vücut bulabilecek bir şehrin ruhuyla karşılaştı. Ortaya çıkan sonuç da bunun karşısındaki için kaçınılmaz olacaktı. KİR, SUÇ; FUTBOL Yok, 1932'den 1968'e kadar Portekiz'in idaresini elinde tutan faşist diktatör António de Oliveira Salazar'ın rejiminin fado ve fatima ile birlikte üç dayanağından biri olduğu gerçeği ile özdeşleşen futbolu kutsayacak değilim.. (Portekizce: três F de Salazar) Futbol'un, kulüpler arasındaki karşılaşmalarının skor dışındaki gri alanına yoğunlaşıldığında, kendini ya da otoritesi için kitlelerde meşruiyet arayanlar...

CHP'nin Üye ve Delegelerini Düşkün mü Sanıyorsunuz?

Bu yazı, CHP üyeleri ve delegeleri başta olmak üzere herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Mutlaka okumanızı isterim. Bunun için de partide kayıtlı bulunan 45 bin kişiye özel olarak SMS aracılığı ile gönderdiğimi baştan söyleyeyim. Bir çok gazete, haber sitesi başta olmak üzere bir çok mecrada yayınlanıyor. Ayrıca kendi kişisel imkanlarımla diğer kanallardan da okunması için Türkiye çapında paylaşıyorum. Konumuz özelde delegelik genelde ise siyaset kurumunu, düşürüldüğü düzeyden kurtarma, aslında itibarını koruma ve iade etme arayışı aynı zamanda. Siyaset, işinde gücünde, siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan herkesin de yaşamını her alanda direkt etkilediğinden, kimse bu konu beni ilgilendirmiyor diyemez. Bu giriş ile birlikte hemen CHP de delege olmayan, yazılmayan, yazılamayanları kutluyorum. En azından isteyip de yazılmadılarsa da, kendilerinin bir talebi ve çabası olmadıysa ve bilerek ve isteyerek 'bu orta oyununun figüranı olmam' diyerek kenarda duranla...

Kılıçdaroğlu'nun Zihnindeki Yük!

Bazı anlar vardır; zihninizdeki soru, bir dağı sırtlayıp kilometrelerce öteye taşımaktan daha ağır gelir. Umut etmek istiyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu böyle ağır bir yük taşımıyor! Çünkü aşağıda aktaracağım açıklaması ile zihinlere taktığı sorular, kendilerini değersizleştirmiş olanların sadakatini satın aldıklarından oluşturan, cahil Belediye Başkanlarına işaret ediyor. Çocuksu bir özgüven eksikliğinden kaynaklı, zayıflık patolojisi içindeki başkanlar, övgüleri gerçek sanıp içselleştirerek her türlü hataya açık olabilir. Aralarında Adana'nın da bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin gibi nüfusun ve milli gelirin neredeyse yarısına yakınını temsil eden 11 Büyük Şehir Belediyesi kendi atadığı Başkanların yönetimindeyken 'Belediyeleri rant dağıtım merkezi olmaktan çıkarmalıyız' diyen sayın Kılıçdaroğlu neden böyle bir açıklama yaptı? Bu açıklamayı yapmadan önce partili belediye başkanlarına özel olarak bunları söylediğini düşünmemiz gerek; çünkü kamuoy...